Ben küçük bir ayıydım,
Ormanda yaşardım.
Bir gün insanlar yuvama geldiler ,
Beni yuvamdan ettiler.
En sevdiğim ağacın yerine,
Koca koca binalar diktiler.
Gökkuşağı gibi dünya,
Her dilden, dinden insanla .
Hepsi ayrı bir zenginlik,
Ortaya çıksın eşitlik.
Herkes birleşince ortaya çıkar,
Daha güvenli yaşamlar.
Onlarda isterdi geri gelmek,
Ama yol yok dönecek.
Hayatın gizemi bu,
Katlanmak gerek.
Acı versede kural bu,
Güç yok değiştirecek.
Hissediyorum kara bir bulut gibi,
Beyaza dönmek için içini dökmeli.
Ama hava o kadar sisli ki,
Göremiyorum gözümün önündekini.
Görüyorum penceremde kavga,
Ama korkmuyorum boşuna.
Çünkü bu yeni dünyada,
Yer yok barışa
Etraf katillerle çevriliyken ,
O benim, küçük çocuk.
Savaşı, ölümü gören; o benim.
Kül olurken evim içindeydim.
Giderken babamla ağabeyim,
Arkalarından su dökendim.
Sağar olan kulağı,
Ah toprak sen nesin?
Tüm medeniyetlerin gözdesisin.
Senin için kan dökülürken,
Çok değerlisin.
Ama tanıdıklarımı yutarak,
Ne diye bana işkence edersin?
Her sonbahar, göçe başlar kuşlar.
Götürür umutları, bizi kışa hazırlar.
Geriye kalır sert havalar ve karlar.
Yeniden geldiğinde ilkbahar,
Sadece umudunu kuşlara vermeyenler mutlu olurlar.
Çünkü diğerleri unutmuştur mutlu olmayı.
Yolcum, nerelere gidersin?
Toprak altındaki tüneller labirente döner,
Bulabilir misin yolunu cennetin?
Yolcum nereden gelip, nerelere gidersin?
Kalbi durmuşlar otobüsüne mi binersin?
Soğuk toprakta üşümez misin?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!