Asma bahçelerinde kalbinin kilidiyle oynayan bir çocuğum
Anahtarı yok kilidin, zaten açılmış kapanmaz bir yara
Umudunu tüketip kaldırımlarda, buralara dadanmışım
Asma bahçelerinin gölgesinde hayal avcısı bir çocuğum
Onlar kaçar ben kovalarım, arkalarında yıldız tozları
Oynuyordu kendi yarattığı tanrısıyla
Gecenin uyku tutmaz bir anında
Avuçları arasında bir ahşap oyma
Kim bilir hangi ağaçtan çıkma
Tanrısı kendi avuçlarında
Bir kol mesafesi.
Yollar, sanki yıllar uzunluğunda.
Yapraklar dökülür,
uzun bir çizgi, ufuk boyunca.
Kaybedilir
bir mola süresinde
Bilmezdim, çaresizliğin gözyaşlarından aktığını
ve korkunun son halinin bir ölüm sessizliği olduğunu.
Kaybolmuş gözleriyle süzüyor etrafı.
Ne kadar inkar etse de
sönmüş gözleri ele veriyor
Fırtınalar kopuyor gönlümün derinliklerinde
Dalgalanan sular yüreğimi hırpalamakta
ayrılık vakti gelip çattı, karşımda
Asil bir yürek değil
örselenmiş ve zavallı birazda kederli
Gitme vakti geldi
Bekçisi olmuşum mühürlenmiş bir hayatın
kaybedilen bir ömür durakları bilinmeyen
kaybedilen,boşa harcanan neyi bekler ki insan
bekledim anlaşılmadan
gafletim: Kaybedilmez dediğim gençliğimin
avuçlarımdan daha farkına varmadan kaybolmasıydı.
Gözlerini dikmiş
Ömürleri tartıyor terazisinde
Ağırlığı hayatlar olan bir kantar
Biçiyor değerini
Kapalı kapılar ardında
Çarmıha gerilmiş ruhu
Ölüyor belli göz bebeklerinden
Dünyaları alsa nafile
Aşkı yitirmiş ellerinden
Her gün yaşıyor gibi görünse de
Sözleri duyulmaz
Yazdıkları okunmaz
Bir hayalet gibi kaybolur
Ne yapsa olmaz
doğum hakkı olarak
yaşamı almış avuçlarına
ruhlar kaybolur
süzülen gözyaşlarında
sönümlenmiş bir kor ateş,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!