Damlalar, ya da güllerin mendilleri.
Ben seni çektim,
Yüreğimdeki dar vakitte.
Yalnızlık, zar atan melekler etrafımda.
Gözlerimde kimsesiz bir coğrafyadır uzanan.
Gülsem mi, yoksa ağlasam mı?
Yine bir yere yazılacak.
Yine bir yere kazılacak.
Hafızam, ya da aklım bu deli yosmada.
Harfler, beni benden kaçıran kelimeler.
Şiirler de gelmedi, ben onların yolunu gözler.
Bir tas çorbam, bir lokma ekmeğim.
Bir yudum su içinde boğulan bir ömür.
Nereye park edecek giden yıllar.
Ya da nerede yalnızlığın garajı.
Armağan mı ettin beni bana?
Yoksa beni benden çaldın mı…
Alacaklı mı oldum kendime.
Ya da kim kimi verecek.
Kim kimden göçecek...
Neyi anlatsam, karşısında anlayışsız intihar.
Ölüm bile tatmin etmezken beni.
Mezar bile taşıyamazken içimdekini.
Bu aşk deli işi, bu aşk yalnızlık halleri.
Dolanıyorum ruh gibi.
Taşıyorum kırık testi misali.
Sen yaz gece, sen koş sabah.
Doğacak bir sevgi daha var içimde.
Ezber bozan, kimseye ödünç vermeden.
Dürüstçe, samimice, maskesiz süvari gibi.
Utanmadan, herhangi bir ahlaksızlık yapmadan.
Anadan doğma, kendini arındırmış.
Sadece sana, sadece sendeki davaya.
Ve bendeki yalnız adamlığa.
Vurgunum.
Sahile düşen balıklar gibi.
Çöller içinde, suya hasret hani.
Hani sonuna kadar seni kovalayan bir halde.
Hani sonsuza dek seninle çoğalacak şekilde.
Ne istersen, ya da nereden gelirsen.
Ben sadece sende, ben seni seninle seven.
Ölümüne, ölümden ötede.
Yaşam giderken,
Ne kalır geride.
Ben giderken,
Sevmek mi kalacak içimde.
Aşk ölürken,
Yüreğim bir kere daha gözlerinde.
Al beni sevgilim.
Al beni nefesine.
Kayıt Tarihi : 5.5.2016 01:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!