... ve sen gidiyorsun...
Giderken bu şehirden aslında beni de terkediyorsun!
Bunun farkında bile değilsin; ama ben gidişinle bu evde sensizliğe gömülüyorum, sessizce...
Banyoda kalan saçlarım, aynada parmak izlerim duruyor.
Kahve içmek için su kaynattığım tencerede kalmış aklım! ...
Kapı kollarında ellerim hala var!
Odalarda dolaşan benliğim... Örtünüp uyuduğumuz battaniye...
Gecenin bir yarısı kollarının arasında perdeyi aralayıp baktığım yıldızlarda asılı kalmış sevdam...
Keyfine vararak yumulduğum yastığım, teninde sıcaklığım kalmış...
Dolaştığımız sahilde ayak izlerimiz...
O sokaklar seni sormaz mı bana?
Tenimin rüzgara serzenişi üşümüşlüğüm...
Gidiyorsun hepsini bu şehirde bırakıp!
Yemek yediğimiz o bahçedeki kedinin gözlerinde kalmış bakışlarım...
Kahvaltı yaptığımız cafede saatlerce didikleyip okuduğun o gazete geliyor da aklıma;
Oracıkta, masanın üzerinde bırakıp gitmiştin...
Soruyorum şimdi kendime: “o gazeteden farkım ne? ”
Beni de bırakıp gidiyorsun işte!
Ardında bırakmışlıkların, sevdaların bilincine bile varamadan...
Seni hep şarkılarla sevdim...
Şarkılarda yaşadım...
Şarkılarla anımsadım... gözyaşım oldun!
Şimdi yine seni bu şarkılarla unutacağım!
Kayıt Tarihi : 28.12.2004 13:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

hep bu gel-gitler değil mi ruhumuzda tedavisi zor yaralar açan.iyi yansıtmışsınız,tebrikler...
hüsamettin GÜNAÇTI
TÜM YORUMLAR (2)