Ben Öğretmenken: 11
Hâlâ keşfedilemeyen cennet
FEVZİ GÜNENÇ
Ders yılı sonu yaklaşmıştı. Sıcaklar iyice bastırmıştı. Örencilerim kapalı sınıfta bunalıyordu. Sık sık bahçeye çıkartmak, tersleri açık havada yapmak yetmiyordu onlara.
Huysuzlanıp duruyordu çocuklarım.
“Denize gidelim öğretmenim…” dedi biri.
“Denize mi? Ne denizi kızım? Deniz mi var ki buralarda? ”
Hep birlikte çağırıştılar.
“Var öğretmenim.! ..”
“Nerede? ”
“Ormanın ötesinde.”
“Orman da mı var burada? ”
“Var ya…”
“Nerede? ”
“Doğuda…”
Köyün doğusuna doğru baktım. Dazlak boz tepelerden özge bir şey göremedim.
Açıkladılar:
“Orman o tepenin ardında. Deniz ormanın ardında…”
“Uzak mı? ”
“Uzak değil öğretmenim.”
“Beni kandırıyorlardı. Uzaktı elbette ama onlara inandırdım kendimi.
“Öyleyse yarın kumanyalarınızla gelin. Denize gidiyoruz.”
“Yaşa öğretmenim! ” sesleriyle çın çın çınladı okul.
Birinci sınıfı okutan Eğitmenimiz de katıldı bize. O kılavuzumuz oldu. Tahmin ettiğim gibi yol o kadar da kısa değildi. Ama mini minnacık çocuklar yorgunluk belirtisi göstermiyordu.
Yorulmalarını engelliyordu sevinçleri. Onlar yorulmayacaktı da ben mi yorulacaktım? Dayandım tabanvayıma.
Sonunda girdik ormana. Bodur ağaçlardan oluşan bir fundalıktı burası. Ormandan çıkınca kalbim duracak gibi oldu. Bütün görkemiyle karşımdaydı Karadeniz. Hiç de öyle abarttıkları gibi korkunç dalgaları yoktu. Kuzu gibi munisti, durgundu.
Kumları daha sonra fark ettim. Altın kumlarla kaplıydı bütün sahil. Kilometreler boyunca…
Burası ne müthiş bir tatil beldesine dönüştürülebilirdi! Şimdiye kadar nasıl olmuştu da keşfedilmemişti?
Cennet oradaydı!
Aradan 50 yıl geçti. Birileri hala keşfedemediyse o cenneti. Dönüştüremediyse darphaneye, “O yörede kafası çalışan hiç kimse yokmuş demek ki…” derim artık ben.
Kayıt Tarihi : 23.1.2010 04:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!