Ben karanlık bir adamım kendini aydınlatamayan.
Kanayan yerlerimi sar diyorsun uçuklu dudaklarınla.
Karanlık bir adamım saçlarını taramayan.
Yaşlı bir sonbaharım yaprakları dökülmüş. Çocukluğumda bıraktım uçurtmalarımı, horoz şekerimi. Tenha sokaklarda geziyorum, yanıp sönen sokak lambası gibi ürkütücüyüm. Yaklaşma bana, sana da bulaşır damarlarımda dolaşan.
Ben aşk yoksuluyum, kirlettiğim tenlerle karşılaşıyorum sokakta, tükürüyorum yüzüme. Ellerimde kan, yüzümde eskiden kalma bir çizgi. Sevmeden seviştiğim kadınlar, nede çoklar. Nede çok utançlarım. Ben aşk yoksuluyum.
... ve nihayet gelip çattı
Bir dilimi zehir zıkkım
Bir dilimi candan tatlı
Masallarla indi yere
Sebil oldu cümle hikâyelere
Kara kara kazanlarda kaynadi
Devamını Oku
Bir dilimi zehir zıkkım
Bir dilimi candan tatlı
Masallarla indi yere
Sebil oldu cümle hikâyelere
Kara kara kazanlarda kaynadi