Savaşın., havasını fazlasıyla bulup en dayanılmaz sarhoşluğa bulaştığı gecelerden birinde ., sırtında 'düşman' marka üniforması ile birdenbire karşıma çıktı...
Yaşı benim kadar ya var-ya yoktu ...
Elimdeki silahın gösterişine ve onun da görünüşte silahsız olduğuna güvenerek., parmağım tetikte., namluyu göğsüne dayadım...
Korkmuş., terlemeye başlamıştı ., ayakları titriyordu...
Dillerimiz farklıydı ama silahımın namlusu göğsüne dayalıyken sorduğum her soruyu ve verdiği cevapları simultane bir ses sanki anında kulaklarımıza fısıldıyordu...
. .
Bir savaş kaçağıymış...Zimmetli silahlarını ve bütün gereçlerini de bırakıp birliğinden firar etmiş...,
Cebeci köprüsünün üstü
Karınca yuvasına benziyor,
Hamallar, körler, topallar,
Oturmuş nasibini bekliyor.
Cebeci köprüsü yüksek
Devamını Oku
Karınca yuvasına benziyor,
Hamallar, körler, topallar,
Oturmuş nasibini bekliyor.
Cebeci köprüsü yüksek
İnsan en çok kendine düşman,kendine yabancı…
İnsanın en çok kendine kastı…
İçimizde aslında hep…
Tanımadığımız bir muhacir,mülteci…
Ben dediğimiz varlık
Hayatın eteğinde âciz bir tufeyli…
Ve en zor ânı hayatın
Kendimize rastladığımız ânı…
Üstadım,tebriklerimle…
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta