Sevdiğim, cennet yüzlüm, kadınım;
İki kelimeyi bir araya getirecek gücü kendimde her bulduğumda “aşk” damlar kalemimden
Gözlerim bakışlarına esir olmuşçasına boşluğa sabitlenirken, akıl melekelerim yerlerini duyguların tahakkümüne bırakıp benden firar eder her gece
O yüzden, yazdıklarımda “akıl mantık kırıntıları” aramak yerine, “gem-i azıya almış bir yüreğin” nasıl coşkun ırmaklar misali şelalelerden aşağılara doğru döküldüğünü tahayyül et olur mu?
…
Sen aslında şu bomboş odamın içindesin, hatta yanı başımda, hani neredeyse uzanıp saçlarını okşayabileceğim kadar yakınsın sanki
Sanki kolumu dolayıp boynuna sarılmakta, bağrıma bastırıp kucaklamaktayım doyasıya, öylesi yakın, öylesi içimde