Ben Geldim
Bu şiir, unutulmuş olduğuna inananlara… Ve hâlâ içinde bir yerlerde hatırlamak isteyenlere.
Ben geldim.
Yalınayak, yara bere içinde,
Toz toprak içinde,
Avuçlarımda yakılmış mektupların kokusuyla,
Gözyaşlarım pınarlarında kurumuş…
Ben geldim.
Sonbahar sonrası, fırtınalı bir kış gibi,
Dalından düşmüş kurumuş bir yaprak gibi,
Buz altından güneşe ulaşan kardelenin çabasıyla,
Yuvasından atılmış bir leyleğin duyduğu acıyla
Ben geldim.
Dizlerimden akan kanlara rağmen,
Düşüp kalkıp, kalktığım yerde tökezleyerek,
Sürünerek, emekleyerek, koşarak
Ben geldim.
Çığlıkları içime gömerek,
Kendi sesimden bile kaçarak,
Suskunlukla örülmüş duvarları yıka yıka
Ben geldim.
Bir harabenin ortasında,
Kendimi parça parça toplarken,
Her kırığımla yeniden şekillenerek,
Kendi küllerimi sırtımda taşıyarak
Ben geldim.
Ben geldim.
Geceyi omzuma alarak,
Sabahı bulmak umuduyla yürüyerek,
Karanlığın içinden, kendi gölgemi ezerek
Ben geldim.
Ne sitemle geldim,
Ne de “affet” diye…
Sadece eksik kalmış bir hikâyeyi
Tamamlamak ister gibi,
Kalbimin yarım kalan cümlelerini
Gözlerinin ucuna bırakmak için
Ben geldim.
Ne bir şarkıyla, ne de alkışla,
Yalnızca yitirdiklerimin sessizliğiyle,
İçimde büyüttüğüm suskun bir sevdayla
Ben geldim…
Yine sana,
Yine kendime
Ben geldim.
Tut ellerimden…
Tutmazsan ölüyorum.
Kiyaz
Kayıt Tarihi : 31.5.2025 12:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!