Saatimin alarmını kapattım bugün.
Çocukluğumun saf dolu dolu günleri,
Gençliğimin büyüme heyecanıyla geçen yılları düştü aklıma.
Düşündüm… Nerden nereye geldim, diye.
Zaman kaygım sadece eve gelme saatiydi çocukluğumda,
Sağlığına bir tanem, dedi adam,
Sağlığına, dedi ve sokuldu kadın.
Güzel bir haziran akşamıydı.
Güneş denizde batmak üzereydi
Dalga seslerini hep sevdim, dedi kadın.
Güldü adam, biliyorum dedi.
Siteleri geziyor, şiirler okuyorum.
Aşk şiirlerinde bile bir ah var,
Bir pişmanlık, bir keşke.
“Şöyle iyi ki yaşadım” diyen o kadar az ki.
Anlayamıyorum…
Gözlerini açtı,gerindi
Tüm bedenini açmak istercesine.
Güneşin ışıkları perdenin aralarından doldurmuştu odasını.
Harika dedi.Güzel bir gün olacak.
Sabah mahmurluğunun tadını çıkarmak istercesine,
Yattı bir süre daha yatağında.
Yoğun bir iş gününün ardından,
Evine gelmişti özlemle.
Kapıyı açmasıyla birlikte,
Evini ne kadar sevdiğini düşündü bir kez daha.
Tamam, belki kendine ait değildi,
Ama olsun tam istediği gibi bahçeli bir evdi.
Yaşıyordum hayatı günü gününe,
Ertelemiştim sevdaya dair duyguları,
Umudumun son kırıntılarıyla bekliyordum,
Gelecekte yaşayacağım sevdayı.
Bir yanım delice aşkı özlerken,
Kafası allak bullaktı,
Dönüp duruyordu evin içinde,
Sanki kafasındaki düşüncelerden kaçmak ister gibi.
Balkona çıktı,
Kasvetli ama güzel bir yağmur havası vardı.
Sevmişti her zaman yağmurlu,
Aklıma düştün yine,
Çay içerken bahçemde.
Bunca yıl geçti üstünden ama
Hala o kadar taze ki anıların.
Yanımda sanki sesin, nefesin, kokun…
Aşk, aşk, aşk…
Şarkılarda, filmlerde, öykülerde, romanlarda aşk.
Hele de bahar gelince,
Her yerde, her dilde aşk.
Her yüreğin onunla çarpması için,
Özlenen, beklenen,
Sevda diyorlar, çekilen acılara da,
Yaşanan mutluluklara da…
Peki, nedir ki bu sevda.
Nasıl bağlar ki ayrı yüreği birbirine.
Nedir gücü, nasıl başarır titretmeyi yürekleri…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!