Bir bank var, eski, boyası dökülmüş,
Oturduğum yer hâlâ seni soruyor.
Gökyüzü her gün değişiyor belki,
Ama seninle yaşadığım o an…
Hiçbir yere gitmiyor.
Gelmeyeceğini bile bile,
Adını içimden sessizce çağırıyorum.
Sanki bir rüzgâr getirir diye,
Sanki bir mucize olur da
Yine göz göze geliriz diye…
Zaman, sana göre durmuş sanki.
Ben takıldım o son vedaya,
Sen gittin, ben kaldım…
Ama kalmak, sadece burada oturmak değil.
Kalmak; içimde ömrünü taşımak demekmiş.
Gözlerin geliyor aklıma,
Bir kere daha görsem…
Kapatırım gözlerimi,
Bir daha hiç açmam.
Yeter ki o an,
Gerçek olsun son kez.
Her adımda bir yoksunluk,
Her saatte bir hasret var.
Ve her gece…
Sensizliğin en koyu rengiyle boyanıyor duvarlar.
Anlattım seni sokak lambalarına,
Rüzgâra, yağmura, çiseleyen sabahlara…
Hepsi beni dinledi,
Ama hiçbiri sen olmadı.
Bazen biri geçiyor önümden,
Sesini hatırlıyorum.
Bazen bir şarkı çalıyor,
Kalbim seninle çarpıyor.
Ama hep sonunda
Bir sessizlik vuruyor yüzüme…
Çünkü sen yoksun.
Çünkü sen, artık hiç olmayacaksın.
Ve ben hâlâ burada,
İçimde susturamadığım o cümleyle kalıyorum:
“Gelmeyeceğini bile bile… seni bekliyorum.”
Kayıt Tarihi : 8.7.2025 19:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!