Beklemeğe Dair
Bekledim
Bir günü
Bir ayı
Bir yılı
Ve bir ömrü
Katledercesine bekledim…
En büyük cinayetimde bu oldu
Yokluğun, bir özlemin satır arasını birleştirmişti
Ve düşlerim ağlamaklıydı
Gözlerimi hemen her gece
Bardaklara doldurup
Sana uzatırken
İçmem diyordun
İçmem…
Sonra yüzünü çevirip
Arkanda
Katlettiğim bir ömrü umursamadan
Adımlıyordun yolunu
Ben, elimde bir bardağa doldurduğum gözlerimle
Kirlettiğin düşlerime
Gusül aldırıyordum
Bir elimde ise
İşlediğim cinayeti saklamaktaydım
Beklemek bir andı belki bir ışık yılı
Nerede beklediysem zaman kayıtsız
Tutsak olan ben miyim beklerken seni
Yoksa giderken götürdüğün özgürlüğüm mü?
Özgürdü karanlık
Ben, kaç gece karanlık bir yolun ardına bakıp
Hep bir umutla bekledim
Ertelenmiş, belki de hiçbir zaman olmayacak bir hayalin gölgesini gördüm
Fakir bir sokak lambasının ışığından yansıyan
Kaldırım taşına düşen gölgesini
Ve düşerken
Soğuk kaldırım taşına
Şakaklarımı kanatırcasına
Bir intihara mahkûm karanlığın
Olmayan gözlerimde
Daha ölmeden
Bir ceset soğukluğuna dönüşen gölgesini
Aslında o karanlık gölgeydi seni bana bağlayan
Özgürdün çünkü
Kırmızı kelebeğim boynunda
Öyle özgürdün…
Zamansız yağardı yağmurlarım
Hangi gün şimşek çakacak kaygısıyla yaşadım hep
Hangi gün toplayıp bütün yüzümü yere çalacağım
Hâlbuki toprak suya vuslat yaşatırken yüreğini
Ellerimi o vuslatın ateşiyle dağladım
Bezirgândı ateş,
Tezgâhında bana sunduğu
Bu iğrenç alışverişin
Yanmış et kokusundan başka ne kaldı bana
Birileri diyordu
Kifayetsizdi her şey,
Aslında kifayetsizdi bu başlangıçlar
Ve tüm bitişler kifayetsiz
Daha doğmadan
Yalnızlığın rahminde asılı kalmıştım
Sonra sen gelip yalnızlığımdaki sancılarla doğurttun beni
Ellerindeydim,
Ta ki yüzünü çevirip arkana bakmadan gidene kadar…
Senden sonra başladı bu öksüzlüğüm
Senin adını koyduğun ve özgürlük dediğin bir bitişti
Ve tüm sıcaklıklarımı aldı benden
Şimdi ise beni doğuramayan o yalnızlığın ellerindeyim
Belki de hiç olmayan kifayetsiz bir sonu beklemekteyim
Gölgeler beynimde belli belirsiz
Cinayet saatini çizer ellerim
Hayalindeki bilinmez muamma gibi
İnfial oluyorum bütün zamana
Seni bir daha görememe kaygısı asılıyor boynuma
Ya bir daha hiç dokunamazsam saçlarına
Ya bir daha ciğerlerime o unuttuğum kokunu hiç çekemezsem
Bundan olsa gerek
Bundan…
Hep biraz daha yaşamak için
Beni öldüren her şeyi bırakıyorum
İçkiyi, sigarayı…
Bazen seni düşünmeyi bile bırakmayı denedim
Bir onu bırakamadım
Seni düşünmeyi
O da öldürürse
Senden geldiği için
Öyle yorgunum ki,
Öyle harabe,
Öyle yitik…
Ellerinde koca koca çekiçler
Gelen ve giden herkes vuruyor göz kapaklarıma
Kanıyor göz kapaklarım
Sen vuruyorsun
Büyük bir şehir düşün
Kalabalıklar,
Sokaklar, caddeler,
Evler düşün…
Her şeyi olan bir şehir
Sevinçler, üzüntüler,
Aşk,
Yalnızlık,
Tokluk,
Açlık…
Herkes ceplerine bir dünya doldurmuş
Sevse de sevmese de
Bulsa da bulamasa da hak ettiği hayatı
Yine de yaşamakta
Bak yaşamak diyorum
Gittiğinde benden alıp götürdüğün
Yani herkesin bir şekilde bulduğu
Ve üzerinde çabaladığı
Hatta kimisinin başaramadığı
Bir boşluğa bıraktığı
Yere düştüğünde terk ettiği şey
Yaşamak…
Yani benden aldığın
Benden götürdüğün
Bir boşluğa bile bırakamadığım
Tüm yetilerimi kaybettim
Öyle yorgunum,
Öyle harabe,
Öyle yitik…
Gelen ve giden herkes vuruyor göz kapaklarıma
Sen vuruyorsun
Uzat desen ellerini kim bilir belki
Beklemek bir andı belki bir ışık yılı
Nerede beklediysem zaman kayıtsız
Tutsak olan ben miyim beklerken seni
Yoksa giderken götürdüğün özgürlüğüm mü?
Kayıt Tarihi : 14.2.2007 20:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
BEKLEMEK; kırmızı kelebek gibi... kozasını terk ettiğinde yeni bir özgürlüğü takar kanatlarına... ÖZGÜRLÜK; o da kırmızı kelebek gibidir... her zaman takılı durur boynunda...sss....

kozasını terk ettiğinde
yeni bir özgürlüğü takar kanatlarına...
ÖZGÜRLÜK; o da kırmızı kelebek gibidir...
her zaman takılı durur boynunda...
Siirin hikayesi bir baska etkileyici..Hersey sevgi ve ozgurluk tainda olsun....
kemal tekir adyge
beklemek...hep bir şeyleri bekleriz...otobüs bekleriz,maaş gününü bekleriz,sarhoş olmayı bekleriz sonra aşık olduğumuz kadının bize aşık olmasını bekleriz...beklemenin en acısıda bu sanırım...
her yazının bir hikayesi vardır bilirsiniz...bu yazının hikayesinin içinde de ben olduğum için öyle gurur duyuyorum ki...şiirin oluşum aşamısında geçilen yerler...boşalan şişeler...söndürmemecesine yanan sigaralar...dolan küllükler...söylenen türküler...herşey....
şimdi burada yok...memlekete gitti...dostum gel artık ya...sensiz hiç çekilmiyor bu ev...içkinin bile tadı yok sensiz...özledim seni...hemde çok...bide ev pislik içinde...eğer biraz daha geç kalırsan komşular belediye ye şikayet edecek bizi ona göre:))
yüreğine ve kalemine sağlık dostum...her zaman ki gibi mükemmel...
iyi ki benimlesin ve benim dostumsun...
seni seviyorum...
hoşça ve dostça kal....
dus_bozumu(orpheus)
TÜM YORUMLAR (17)