Saatler yavaşladı, bütün dünya nefesini tutmuş gibiydi. Oysa sadece seni bekliyordum. Oturduğum kafenin camından yansıyan her yüz, kısa bir an için senin suretine büründü ve her defasında hüsranla, yine yabancı birine dönüştü. Beklemek, bir eylem değil, bir ruh haliymiş meğer; bedenin sabitken, zihninin binlerce kilometre yol kat etmesi, her köşe başında bir umut inşa etmesi. Sonra kapı açıldı, o bilindik telaşlı gülümsemenle içeri girdin. Ve o an, bütün o bekleyiş, bir saniyelik bir coşkuya feda edildi. Zaman tekrar normal akışına döndü, dünya yeniden dönmeye başladı. Bekleme odası bitti, hayat başladı.
Uykuların kaçar geceleri
Bir türlü sabah olmayı bilmez
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar, ne yastık
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık
Devamını Oku
Bir türlü sabah olmayı bilmez
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar, ne yastık
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta