Üç gün geçti aradan, unutmak lazımmış meğer.
Emretsem kendime unutur muyum?
Hatıralarımda gezinen seni durdurur muyum?
Yoook yok.
Tuhaf bir hissin bembeyaz bulutlarında
Ve siyah beyaz hayallerinde gezinen sevgili;
Bir benim karanlık sokaklarda yalnız,
Bir de Necip Fazıl kalmış.
Sessiz ve sedasız uyumakta,
Derin uykusu beni uyandırmakta.
Canın acıyor mu?
Ağlıyor musun?
Ağlama!
Ağlamaya vaktin yok.
Kaç gün geçti
Aylardan Temmuz her taraf ıslak.
Karadeniz de havalara bir hal oldu.
Hava İlk bahar yaz arası gezinir oldu.
Nisan yağmuru gibi yağdı yağmur,
Benim hislerime bir hal oldu.
Bir güzel söz görsen yazarını bilmeden,
sonra sen dile getireni öğrensen.
Yaftalanmış bir şahsın,
bir yazarın kaleminden süzülen,
O sözlerin sahibini duyunca,
İnsanlar düşmüş sevdaya, şiirler yazar kendince.
Boyundan büyük sözlerin içerdiği cümleler de,
“Cenneti bile neyleyim sensiz” deyi verir, ümitsizce.
Sevda uğruna, tasasız hayatına aşkı musallat edip,
Anlamazdan gelir cenneti, davet çıkartır cehenneme.
Yok artık hiçbir şey yok. Yokluklar içinde yok.
İkileme söyleyince yoku, o zaman yok olur mu yok.
Belki de yok kaybolur yeniden yoktan var olmak için,
Kim bilir Kıymetini bilecek bir yerde son bulur “yokluk” ismin.
Bu markette yoktan başka her şey olacak, yok yok yani,
Bu günlerde Ordu beni çok yordu.
Bir günde beşi çocuk altı kişi boğuldu.
Ölen ölmüş diyen yetkili gerçekten üzüldü mü?
İki öğüt verince erkan, paylar yerini buldu mu?
İsmine nice şiirler, ağıtlar yazdıran Karadeniz!
Kara demek büyük demektir.
Zamanda yolculuğuna soyunmuş amanda aman,
Gününü gününde yaşayamamışsan işin yaman.
Hangi zamana, hangi mekana gideceksen anlamam,
Gidipte dönmemeyi göze alıyorsan bu iş tamam.
Geçmişe mi özlemin, olta atmak mı niyetin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!