Ölmüşüm kendi çağımda
yıllar yıllar geçmiş
savrulup durmuşum
uçsuz bucaksız bir boşlukta
çağ açılmış çağ kapanmış
yeniden üflenmiş ruhuma
Aşk ferini gözlerime
Nağmesini sözlerime
Darbesini yüreğime
Vurupta gitmek olur mu?
Ellerini ellerime
Duvara çakılmış bir benzerim:Gölgem
ahh.. Bu sessiz odada sakince ölsem
Sükunet iÇinde kapansa gözlerim
Eğer sorulursa mahşer günü hayatım
Geçti ömrüm, derim menzil gibi yolunda
Açılırsa defter sorulursa günahım
Yaşadığım her şey kolye gibi boynunda
Kaybettim kendimi ve de hayallerimi
Büyüdükçe boyun buker
çunku en son yeşeren
yemyeşil yaprakları
beton yığını altında kalmıştır
salkım söğut ağacının
Gökyüzü gözlerini kıskanırdı
bakışların bir sürgün
bakışların hapis eden bir zindandı
firuzem her sabah yeni bir tılsımla uyanırdın
ellerin gökyüzünden düşen
bembeyaz kar tenesini
Kapat gözlerini,
rüzgar gelip götursun seni buralardan
yuksel ve dans et
semalara kanatlan...
kapat gözlerini,
Ben ıssız bir sokakta
süreki dönup uzaklaşan
bir topun peşinden
koşan bir çocuğun
yorulduğunda eğilip
iki elini iki dizine
Her güm uzaklardan usul usul
Gizliden sana bakardım
Bir sevda bulutuydum
Gözlerinde durur ikliminde yağardım
Çünkü bilirdim firuze
Sen senden olanlardan farklıydın
Vakit tüm arzulara gebe
Bir kez bile olsun
Hayatla koşuşturma
Bırak hayallerin yüreğinde
Yeşersin yeni bir ümitle
Sen sadece sessiz sedasız
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!