Yedi tepeye kurulmuş
Pul pul
Gümüş gümüş balıkları
Pul pul
Işıktan sudan örülmüş
Canım İstanbul
Yıldızların, çivilediğin yerdeler,
Bulutların, eksik olmasınlar,
Hep ayni minval üzere, senden gelip sana giderler.
Güneşin böler günlerimizi
Bir portakal gibi ortasından ikiye
elmayı ikiye böldüler
içinden kurt çıktığın gördüler
ağacı lime lime dildiler
böceğin halinden bildiler
ferman padişahınsa dağlar bizimdir denildi
dağların bağrı deşildi
Biz dünyadan gider olduk
Kalanlara selam olsun
Ama hep böyle gidecekse bu dünya
Kalanlara haram olsun.
Dondurma kutusu üstünde
Üç kırmızı çiçek
Canımın içi kadar sıcak
Dilediğim kadar kırmızı
Özlediğim kadar gerçek.
Dondurma kutusu üstünde yaz gelmiş meğer
bu yürek, kahpe yürek, yetim yürek, yoksul yürek
hani şu uzun havalarda, bozlaklarda, mayalarda
iflah olmaz türkülerde tüten
hani şu insanı kahreden canım
kurşun misali delip geçen
kurşun misali çöken
Senin güllerin her yerde açar
Dağda, bayırda, kırda, bozkırda
Bozkır biraz şüpheli ama
Günlerden bir gün açar mı açar
Bozkır dediğin sakar
Senin güllerin her yerde açar
Susadım
Üç tane elma soydular,üç tane portakal
Nafile
Bir bardak suyun yerini tutmadı
Acıktım
Kuş sütü,kuru üzüm getirdiler
Soyunsun gözlerimin cilasında
İçersinden aydınlanmış tarlalar
Soyunsun beyazlığı içlerinden gelen evler
Soyunsun utancını arzular
Yıkansın gözlerim yıkansın! ..
Her şey çürüyor canım kardeşim bu dünyada
Hatıralar bile
O hatıralar ki kafatasından muhkem bir yerde saklıdırlar
O hatıralar ki tüyden hafif
Gök mavisinden duru
Etten kemikten uzaktırlar
Benide takip edrmisiniz kendi yazdığım şiirler var