Gecenin karanlığı ve sessizliği,
yüreğimi titretiyor anne,
kar yağıyor inceden inceye,
soğuklar iliğime işliyor anne.
Hafif bir rüzgar,
kırık penceremden
“Yaratılmışların en üstünüdür” diyor Yaratan,
Hele bak; var mı senden üstünü yaratılanlardan?
Her şey, ama her şey verilmiş emrine amade
Kulluğunu hiç bilmez, nankörlük yapar yine de.
Zorba Zalimler
Nasıl da vurulur prangalar düşüncelere?
Gökteki yıldızlar iner mi yeryüzüne?
Hele şu zorba zalimleri bir görün ki,
Sinelerdeki imanı sökerler mi yerinden?
Bir rüya gibiydi ömrüm,
Uykudan uyandırdı beni
Maalesef bitti rüyam
gelince son günüm.
Dünya kimisine zindan,
Kimisine de süslü mekan.
Kıskanıyorum seni
girmeyince rüyalarıma.
Dünyanın kalbine taht kurdun
adın İstanbul olunca.
Dost-düşman kıskanır seni elbet
böyle bir şehre sahip olmayınca.
Sevgisi ince ince süzülüyor
yüreğimin en derin yerine.
Rüzgar önünde savrulan yaprağın
ne hükmü olabilir ki?
Anla halimi ey yar!
Seni seven bir kalbim var.
Yakarış
Ey kimsesizlerin ve biçarelerin Rabbi,
Ey ezilmişlerin ve mazlumların Maliki
Gecenin sessizliğinde,
Meleklerin eşliğinde,
Sana açılan ellerimizle,
Yeni Bir Hayat
Güneş ısıtınca toprağı,
yeni bir hayat başlar,
çiçek açar ağaçlar,
yapraklar donatır dallarını,
Zindandan Saraya Yolculuk
Yusufumu beklerken çöldeki kör kuyu,
bir rahmet deryası içini doldursun diye.
Zindan kapıları kapanırken üzerine,
Devlet kapıları kendisine açılsın diye.
Allah’a kul olmak var iken,
Kula kullukta niye?
Cennete gitmek var iken
Azaba düçar olmakta niye?
Kurtuluşa çağırır seni,




-
İsmail Şafak
Tüm YorumlarHocam, gönlünüze, kaleminize sağlık. Filistin'deki kanı, zulüm ü görüp destanlaştırmış , İSLAM DÜNYASINDAKİ FETRET in hala devam ettiğini gözümüzün içine , yüreğimize sokan kelimelere hayat verdiğinizi, henüz kanı damlayan şehitlerimizin çilesini, yıkılan enkaza dönen Müslümanların sahipsizliğini ...