Bedenimde bir mezarlık taşıyorum.
Hiç kazılmamış çukurlar,
hiç konulmamış taşlar var orada.
İçinde ölenler değil
içimde öldürdüklerim yatıyor.
Adlarını söylemiyorum,
çünkü her biri bir sessizce gömüldü.
Konuşmadığım cümleler,
bakmadığım gözler,
yarım kalmış sevmeler…
Hepsi birer mezar şimdi
kalbimin sessiz kıyısında.
Ben kimseyi toprağa vermedim,
ama bazılarını kalbimden çıkardım,
çıkarırken parçalandım.
Çünkü bazen gitmelerin
ayak sesi yoktur.
Bazı insanlar
çekip gitmez,
çekilip alınır senden
sessizce, anlamadan.
Yas tutmadım.
Tutmama gerek yoktu
çünkü hiç ilan edilmedi kaybım.
İçimde çöken o gölgeli boşluk,
adını koyamadığım bir kıyametti.
Kimi zaman bir şarkı
anlatır bana onları,
bir koku döner getirir eksik yüzleri,
bir sokak ismi
açar eski defterleri
benim bile unutmak için yaktığım.
Felsefesi yok mu bu kayıpların?
Var.
İnsan sadece ölenleri gömmez,
sevgisini de gömer, umudunu da.
Ve çoğu zaman
en kalıcı mezarlar
hiç toprak görmeyenlerdir.
Şimdi her adımım
bir mezar taşı kadar ağır,
her nefesim
bir sessizlik kadar derin.
Kimse bilmez,
ama en kalabalık mezarlıklar içimizdedir.
Ne bir taş, ne bir isim gerekir
yalnızca sessizliğe gömülmüş bir bakış yeter.
Ve insan, en çok
içinden gömdüklerinde eksilir.
S.GÖL
Kayıt Tarihi : 25.7.2025 15:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!