Yirmi dokuz senedir, boşluğa bağırırım.
Ver elini ey otuz... Sende midir kurtuluş?
Çeyrek asrı aşkındır, varlıkla sınanırım.
Semayı öğrenemez, kanatları kırık kuş.
Yirmi dokuz yıl oldu, hiçliği çağırırım.
“Hiç” bilinmez oyuncak, oynaması zor oyun.
Ağlaması bebeğin, ulaşır mı semaya?
Davud’u duyan dağlar, çığlığımı siz duyun.
Nasreddin de bulunmaz, ruhuma çalsın maya.
Hiç bilmedim oyuncak, uçurtmamla siz uçun.
Sana şaka geliyor, bana gerçek olanlar.
Nedeni; sen neşesin, benim adım hüzündür.
Benden yaka silkiyor, bir gün elim tutanlar.
Bedeli ter tenimin, terim benim külümdür.
Sana şaka geliyor, bende gerçek yalanlar.
Aşktan da anlamam ben, hiç karışma zihnime.
Zihnim tutulmuş bugün, hep maddeye kayıyor.
Lütfen, müsaade buyur, aşk demem şehvetine.
Dilim yutulmuş bugün, hem yalanı seviyor.
Aşktan da anlamam ki, hiç danışma fikrime...
Kayıt Tarihi : 24.9.2010 18:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!