Taşımaz ayaklar düz bile yokuş
Yaşlılık kapıyı çaldığı zaman
Teninde çizgiler hep nakış nakış
Yaşlılık kapıyı çaldığı zaman
Pişmanlık duyarsın her geçen güne
Gönül Sefer etmiş aşkın yoluna.
Dokunmayın yaprağıma dalıma.
Ne olur bırakın kendi halime.
Solacaksam Aşkım için solayım.
Uzak yakın benim için fark etmez.
Senin için yağmurdu.
Doluydu gözyaşlarım.
Hasretinden ağardı.
Simsiyahken saçlarım.
Ufkunda sabahlasam akşamdan,
Dünyanın,
Ay tutsam ellerimle,
Ay!
Bir araya toplasam,
Yıldızları.
Leyladan güzelsin şirinden tatlı.
Cennetten mi geldin melek suretli
Yüreğin yufkada dillerin tatlı.
Beni mecnun ettin farkında mısın?
Ellerin elimde gezelim mi yar?
Yaslanmış al yeşil dağlara köyüm,
Neyin var demeyin çocukluğum var,
Orda yatar hışmım akrabam soyum,
Neyin var demeyin, çocukluğum var.
Dedem saban sürdü harmanlarında,
Sensiz garip kaldı gönlüm burada
Hiç değilse görebilsem arada
Daha ne yalan var bilmem sırada
Söz verdin tutmadın ah iki yüzlüm
Ben ne vefasızlar gördüm hayatta
Kesildi mecalim, tükendim, bittim.
Şu zalim feleğe sanki ne ettim?
Kar etmek neyime zarar etmesem.
Her geçen günden zarar eyledim.
Tükendi umudum harcandım boşa,
Aynalardan sakladım,
Bu sabah hep yüzümü.
Artık pişman olsam ne,
Dost edindim hüznü.
Geriye dönüp baktım,
Benimle yolunu ayırdığın gün, Sensiz olmayacağını sanmıştın.
Hayatın,
Tutsak ettiğin hayallerimi,
Kararttığın dünyamı,
Kuruttuğun umutlarımı.
Gömdüğünü sanıyordun makbere,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!