Her yazdığımı yaşamadığım gibi,
Her yaşadığımı yazmamam gibi,
Senin varlığınla yokluğun aynı gibi,
Bir varsın bir yoksun, anlamamam gibi.
Gibilerle dolu bir hayatın dibi,
Diplerde çıkamayan bir insan bedeni,
Bir bedenin çırpınan çaresizliği,
Çaresiz kalan bir çare arar gibi.
Kelimeler önce akla, sonra parmaklara,
Parmaklardan akıp boş sayfalara,
Sayfalardan onca insan kalbine,
Kalpteki his duvarından akla yolculuğa.
Ben sadece yazarım, şiir diyen sizlersiniz;
Dökülür kelimeler ardı ardına.
Bana göre düz yazı, size göre duygu limanı;
Bana göre saçma, size göre çok mantıklı.
Kayıt Tarihi : 31.1.2025 22:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şair, hayatın belirsizliklerini ve kendi iç dünyasındaki gelgitleri anlatıyor. Her yazdığının birebir yaşanmadığını, her yaşadığını da kaleme dökmediğini söylüyor. Varlık ile yokluk arasındaki ikilemleri, “gibi”lerle dolu bir hayatın içinde hissettiği çaresizliği dile getiriyor. Kelimeler onun için bir içsel boşalım, bir tür arayış. Düşünceler akıldan parmaklara, oradan kâğıtlara ve insan kalplerine uzanıyor. Fakat o, yazdıklarını şiir değil, sadece “düz yazı” olarak görüyor; şiir yapan, anlam veren aslında okuyanların duyguları oluyor. Bu, şairin yazarlık yolculuğunu ve şiirin doğuşunu sorgulayan bir hikâye. Onun için yazmak, “bir çare arayışı”; okuyan için ise “bir duygu limanı.”
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!