Ilık bir su şeklide akıyor zaman
Seni dinlediğimde gözlerimden
İpek gibi kayması zamanın
En nefis roman
Son dörtlünün yaylarında kulaklarımdan.
Birden sussalar
Ya mecburiyetten uzak
Ya ölüm gibidir tutsak yaşamak
Ya bırak aklını erdiği yere
Ya yaşamayı aldığın yere bırak
Bazen durakalırsın içinde coşkular
Sanki coşkularında dokuz dilli dûdûk var
Duyarlar ok atarlar hem
de uyarırlar
Bir daha olmasın!
Hey gidinin karasî insan kumbarası dûnya
Anlaşıldı böyle geldim böyle gideceğim.
Ben mutlulukla mutsuzluk arasındaki farkı
Nereden bileceğim.
Ne zaman büyüyeceğim.
Bilemeyeceğim ki
Ne zaman büyümek isteyeceğim.
Bir tarafım ağlar hep,
Bir tarafım gûler.
Güldümmü; şu komik dünyaya bak diye,
Şu komik dünyaya bak diye
Ağladımmı!
Bir zamanlar sayardım acaba en çok
Ben bazen benden de kaçmak isterim
Bağlatmaz yaban yılka kendini
Ne hızlı bedensiz yolculuk etmek
Ne hoş ruhların hepsini görmek
Bedenden ruhtan feragat etmek
Bazen özgürlük mutlu olmaktır
Sordum bir tanesine
Yalnızsan nasıl aşık sayılıyorsun ki
Aşıksan nasıl yalnız?
O kadar insan dalgın duruyordu
Solum aşık sağım yalnız doluydu
Bulaşıcıdır diye sessizce uzaklaştım...
Altın sarısı bir alev
Ve çıtır çıtır incecik sedir ağacı
Yanıyor
Yakıyorda değdiği yeri
Süzüldükçe hırsız gibi sessizce gözyaşlarım
Süzüldükçe ardımda bırakmak zorunda kaldığım
İhtimaller bitmedi ki
Dünyanın bin bir türlü hali var.
Ve ben o güzel ihtimali bebeğim
Bitirmek yerine açık unutmayı tercih ettim
Öyle bir inanç ki umut
Tapılması ihmal edilmiş bir dinin tanrısı
Umut denizi dedik
Biz sadece biraz fazla açılmışız
Elmanın da bizi sevme ihtimalini sevdik
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!