Hele görün şu devranı,
Gördüğüm tüm haller garip.
Diken sarmış dört bir yanı,
Gülistanda güller garip.
Kötülükler sürer sefa,
Aşktan yana bir gün gülmedi yüzüm,
Çektiğim acılar hayli çok benim.
Bağrım delik deşik, yaş dolu gözüm,
Sevda masalına karnım tok benim.
Bulmak ne de zormuş aklın yolunu,
İçimde gizlenen bir deli varmış.
Kazandım kaybettim,anladım şunu,
Hayatta her şeyin bedeli varmış.
Kimi tamah eder paraya pula,
(Görevini dürüstçe ve layıkıyla yapan basını tenzih ederim.)
Meydanı boş buldun,ferman senindir,
Kelle uçuruyor,usturan basın.
Boyun eğmeyene tepeden bindir,
Muhalif sesleri susturan basın.
Sevda nedir bilmeden bir yolda yürüyordum,
Boş da olsa çilesiz bir hayat sürüyordum.
Keder bir gün karşıma seni bulup çıkardı,
Demek alınyazımda çekecek çilem vardı.
”Bizi ayıramazlar” demiştin son sözünde,
Ne samimi görünüş vardı o an yüzünde.
Arkadaş sana yok geçmişi soran,
Eskileri bırak, sayfayı çevir.
Kurt maskara oldu değişti devran,
Aslanı kediye boğduran devir.
Şaklaban sanatçı, cahil ulema,
O ceylan gözlerine vurulduğum ilk anı,
Bir köşeye çekilir anar anar ağlarım.
Öylesi kazınmış ki, silinemez bu anı,
Sana aldandığıma yanar yanar ağlarım.
En büyük yalanları şarkıların söylemiş,
Neler harcamadım ki, yalan sevgin uğruna,
Bana inanmıyorsan git ellere sor beni.
Al şu zehri iç desen uymaz mıydım çağrına,
Bana inanmıyorsan git dillere sor beni.
Hasretini çekerdim, garip, gurbet ellerde,
Bir bilmece çölünde gezinen bir yolcuydum,
Çoğu şeyden habersiz garip arzuhalciydim
Biri çıktı karşıma, gayet perişan yaşlı,
Gülmeye mecali yok, pek mahzun, çatık kaşlı.
Ne verdiysen geri aldın ey zalim,
İlkbahar, yaz senin, kış benim oldu.
Kırıldı kanadım, perişan halim,
Mutluluklar senin, yaş benim oldu.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!