Sahne suskun
Ben düşeceğim
Sessiz haykırışlar kalbimde
Ellerimde boş hayaller
Benim yazdıklarımda sen
Rengi olmayan bir gölge
Rüya ile gerçek arasına sıkışmış
Yarım kalmış çığlıklar gibisin
Sen, varılmamış menzil
Sözlerim, kalbimden süzülerek karıştı denize
Yazık, duymadı kimse
Üşüdüm yorgun bir ömrün duraklarında
Ölümlere kanatlandım sessizce
Gölgem terkettiğinde güneşi
Karanfil koydum adını
Yenik düştüğümüz rüzgârın
Üşüdüm ben çoğu kez bu aşkta
Ama vazgeçmedim
Sevişmelerimiz sonrası
Seni sevdiğim gün
Terk ettim bu şehri
Caddeleri
Parkları
Sahili
Sorma,
Yaşamak denizinde kaybolmuş,
Kırık bir sandal gibi sözlerim.
Düşünme,
Ben,
Kederden kalelerle örülü iklimlerdeyim
Kahvaltıdan önce sigara
Spordan önce yorulmak
Uyumak gündüz
Çalışmak gece
İçmeden de sarhoşsun
Ben gidiyorum umut,
Bu karanlık dünyadan
Olmasa da ekmeğim, suyum, gülüşüm
Çiçekler boy vermese de baharları
Ben gidiyorum umut,
Ve gelmişti istenmeyen o an...
Yüreğindeki an’ları çalıp giden zamana karşı saklı bir öfkesi vardı.
Ne olacaksa olmalıydı
Uykular bölünmüş, huzursuzluk çökmüştü sanki kente.
Aslında umurunda bile değildi yorgunluğu
Sadece bitmeliydi bu kangren bekleyiş
Gidilmemiş seferdeyiz
Uzak şimdi yakın bildiklerimiz
Hece boyutunda düşler
Gönüllerde kelepçelerimiz
Sarılmış rüzgar denize
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!