Başında fötr şapka, sırtında ceket;
Yeleğin mintana yakışmış elbet.
Sözde hata varsa gayrı sen affet,
Hayırla yâd edip andık be ustam!
Dil söylemez oldu sözün üstüne,
Aşk budur dediler, uğruna ölünür,
Dikenli ve taşlı, yollar hep yürünür,
Aklına düşünce, uykular bölünür,
Tut yârin elinden, aşkı gör bakalım!
Gülünce güldürür, şuleler gözlerde,
Bilseydin çok sevildin gelgitler olmazdı hiç!
Sahilimde oynaşıp hep benimle kalırdın.
Bilseydin çok sevildin bırakıp gitmezdin hiç!
Gönlümde kurulduğun baş köşede kalırdın.
Beni bir kez dinlesen akan sular dururdu,
Seyrederken dünyayı gör ben bende değilim,
Hangi kapıya varsam dilsiz, açamaz oldum.
Bir mânâ arardı hep benim bende yüreğim,
Aradım meâlini yalnız isminde buldum.
Rahmetin yağmur olup yağsa gökten üstüme,
Cumhuriyet; Atamızın yolu karanlığı aydınlatan güneşim,
Bedeli ter ve kan, çile ve gözyaşı; ödedi asil milletim!
“Efendim” ne güzeldi bu sözü duymak sizden,
Bir nefes hoş sedanın gönlümde izi kaldı.
O sesleniş sandım ki yarım kalmış mâziden,
Ruhumda unutulmaz o ânın hazzı kaldı.
Sanki aynı hisleri yeniden yaşıyoruz,
haydi ışıkları kapat
gecenin rengini birlikte görelim
bir renk tut serp geceye
bir an gece mavi diyelim
mutluluk ve huzur
neşe ve güvense eğer dileğin
Bir elimde kağıt kalem, diğerinde silgi
Şimdi söyle bakalım!
Bu defa ne yazayım?
Bir kaos habercisi,
Öfkenin yayından fırlayışı
Nefretin haykırışı,
Dün ellerimde açan kar beyaz masum gülüm,
Sen sevdanın ateşi ben senden kalan külüm!
Ömrüme ömür katan dört mevsimin çiçeği,
Seninle her an güzel, sen varsan güler yüzüm.
İlkbaharsın bahçemde saçların sümbül kokar.
İzmit; körfezin ebedi tahtına kurulmuş,
Bahtı kara kendi güzeller güzeli şehrim.
Efsunlu ufukları gün batımı,
Dudaklarını kızıl renge boyamış.
Şuh endamı coşkulu gecelerde,
Aşıkların hoyrat ellerinde hırpalanmış!




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!