Acı içinde acıyla yazıyorum sana bu mektubu
Çaresizliğimi,utancımı kalemin mürekkebine koyarak kağıda döküyorum...
Merhaba yada nasılsın diye başlanır bütün mektuplara,sonra havadisler gelir hal hatır sorulur.
Oysa ben sana ne merhaba nede nasılsın diyeceğim Bağdalı başı sargılı çocuk.....
Ben sana bu mektubu yazarken kimbilir kaç füze kaç bomba düşmüştür saklambaç oynadığın sokağa..
Benim senden hal hatır sormam benim ya aptal yada deli olduğum manasını taşır...
Senin şu anda hayatta olup olmadığını bile bilmiyorum ama,bir fotoğrafın şu an önümde,öyle çaresiz öyle mahzunsun ki,sana bakarken ben utanıyorum çaresizliğime.
I
Hüznüm; süngülü yalnızlıklara itilmiş bir Dersim gecesi,
açlığım; bir deri bir kemik,
sabrım; altı aylık unutulmuşluğuyla bir Bahçesaray'lı
ve korkum; yollarına sinmiş bir çakal
ya gidenler evin yolunu bir daha bulamazsa Anerka!
Devamını Oku
Hüznüm; süngülü yalnızlıklara itilmiş bir Dersim gecesi,
açlığım; bir deri bir kemik,
sabrım; altı aylık unutulmuşluğuyla bir Bahçesaray'lı
ve korkum; yollarına sinmiş bir çakal
ya gidenler evin yolunu bir daha bulamazsa Anerka!
Bir gün nefretini kusacaksın
İşgal edilmiş topraklarının üstünde
Özgürlüğün kılıcını sen kuşanacaksın'
bir gün kurtulkuşa ereceksin çocuk
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta