Cennetin pembe penceresinde,
Ağlıyordu sevda.
Ne zaman,
Bir kadeh içsem hayalinden,
Aşkla dolardı yüreğim.
Kanayan Yarama,
Evet, bugün benim doğum günüm.
Karşımda boş bir sandalye,
Avuçlarımda beni şapşal eden,
Sensizlik dolu bir kadeh.
Bugün benim doğum günüm,
Ve sen yoksun.
Virane olmuş yüreğim,
Aşkının girdabında.
Keskin kokusuyla,
Doluyor acılar ruhuma.
Yasaktı hayalin,
Belki de en zoruydu seni sevmek.
Sözlerinden, damla damla yokluğun düşüyor,
Hasretten, acıdan paslanmış zavallı yüreğime.
İniltiler içinde köz olmuş kavruluyor,
Kucağımda taşıdığım tüm senli hayallerim.
Ne fayda, zeytin dalı taşıyorsa beyaz güvercin sonsuzluğa,
Her gün doğumuyla birlikte sensizlik düşüyor gönlüme.
Beynim gözlerinin gri izlerini taşıyor
Buğulu gözlerimde,
Yokluğuna düşen,
Mahcup,
Yağmur damlasının yalnızlığı saklı.
Kıvranırım sessiz çığlıklar ülkesinde
Ruhumun cennet vadisinde,
Parçalandı kokunun akisleri
Sol yanım,
Koca bir cehennem parçasına büründü.
Azap, gassa içinde,
Son perdesini kapatıyor umutlarım.
Yıldızların koynunda,
Yalnızlığa ağlayan bir çocuk,
Seni sevmeye öyle narindi ki,
Bir bakışında eridi yüreği.
Mercan dudaklarda,
Islanmamış dualar duruyordu,
Dilimden dökülen,
Kafiyelemiş hiçbir kelime,
Anlatmayı başaramadı.
Sana olan duygularımı.
Denizler gelincik açar koynumda,
Yar serpilip güzelleşir hayalimde,
Söyle bana,
Benden daha güzel,
Gözlerini tarif eden var mı?
Benden daha mükemmel,
Aşkını yüreğinde büyüten,
Saçlarının her bir teline,
Her yer, kül karası
Sensizlik kokuyor.
Kızıl dudaklı yangınlarda,
Alev alev yanıyordu yüreğim.
Sensiz gelen yarı ömrümün,
Acısıyla boğuşurken,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!