Adriyatik’ten Çin’e hani Türk’ün malıydı
Bu sözü söyleyenler sahip te çıkmalıydı
Ankara yumruğunu gürz gibi sıkmalıydı
.......Susmak doğru değildir,gaflettir,hıyanettir
.......Giden her karış toprak kutsal bir emanettir
Azerbaycan kan ağlar,Onlar yardıma muhtaç
Hilal’i çiğnettiniz,boynunuza geçti haç
Masonlukta yarışta kaç derece aldın kaç
.......Susmak doğru değildir,gaflettir,hıyanettir
.......Giden her karış toprak kutsal bir emanettir
Elçibey gider iken hep seyirci kaldınız
Tam destek gerekirken siz gaflete daldınız
Yoksa Clanton’dan bir emir mi aldınız?
.......Susmak doğru değildir,gaflettir,hıyanettir
.......Giden her karış toprak kutsal bir emanettir
Yazık oldu Turan’a emekleme çağında
Kürşat’ım ışık bekler yüce Kafkas Dağı’nda
Oluk oluk kan akar aziz Karabağ’ında
.......Susmak doğru değildir,gaflettir,hıyanettir
.......Giden her karış toprak kutsal bir emanettir
Ne zaman dara düşsek bahtımıza sen çıktın
Yıkılmaz inançları çömezinle sen yıktın
Meydanlarda arslandın,görevde pısırıktın
.......Susmak doğru değildir,gaflettir,hıyanettir
.......Giden her karış toprak kutsal bir emanettir
Ermeni vahşetinden kan ağlıyor bakın kan
Uyan artık Ankara kış uykusundan uyan
Vurmak gerek bu ite dinlemiyor ki beyan
.......Susmak doğru değildir,gaflettir,hıyanettir
.......Giden her karış toprak kutsal bir emanettir
Sağır mı kulağınız,kör müdür gözleriniz?
Bakın nasıl acıyla çırpınır Karadeniz
İnsan hakkı koruyan yamyamlar nerdesiniz?
.......Susmak doğru değildir,gaflettir,hıyanettir
.......Giden her karış toprak kutsal bir emanettir
Avrupa ermeniyi açıkça destekliyor
Müslümanlar oturmuş birbirin etin yiyor
Haydin cihat zamanı Karabağ’ım gidiyor
.......Susmak doğru değildir,gaflettir,hıyanettir
.......Giden her karış toprak kutsal bir emanettir
Emanet sahibine verilmesi gerekir
Zalimlerin hesabı görülmesi gerekir
Bir gün Kars’tan öteye girilmesi gerekir
.......Susmak doğru değildir,gaflettir,hıyanettir
.......Giden her karış toprak kutsal bir emanettir
Bir gün namlunun ucu dönerse üstümüze
Söyleyiniz kim yardım,kim yardım eder bize?
Bütün Türkler birleşip öze dönelim öze
.......Susmak doğru değildir,gaflettir,hıyanettir
.......Giden her karış toprak kutsal bir emanettir
Kelbecer,Fuzili,Laçin düştüler birer birer
Başta birlik olmasa ermeni bizi de yer
Kuzeydoğu rüzgarı inan çok acı eser
.......Susmak doğru değildir,gaflettir,hıyanettir
.......Giden her karış toprak kutsal bir emanettir
Amerika,Avrupa aç it gibi soluyor
Onlar haçlı ordusu,İran’a ne oluyor?
Çekilin imansızlar bak gününüz doluyor
.......Susmak doğru değildir,gaflettir,hıyanettir
.......Giden her karış toprak kutsal bir emanettir...
Kayıt Tarihi : 22.10.2009 22:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ermenilerin Karabağ'ı işgali zamanında duyarsız yetkililere ve Azerbaycan'ın o günkü yalnızlığını anlatmak için dile getirmeye çalıştığım duygularımdı. Şu andaki durumumuz o günden daha kötü. Allah Yüce Türk Milleti'ne güç versin.

Susmak doğru değildir,gaflettir,hıyanettir
Giden her karış toprak kutsal bir emanettir
Amerika,Avrupa aç it gibi soluyor
Onlar haçlı ordusu,İran’a ne oluyor?
Çekilin imansızlar bak gününüz doluyor
Susmak doğru değildir,gaflettir,hıyanettir
Giden her karış toprak kutsal bir emanettir
ANTOLOJİ.içinde gezince ne değerler buluyorum.,yüreğinize sağlık bu anlamlı,ve insanlık gerçeğini ortaya,gözler önüne seren şiiriniz,için sizi kutluyorum.kaleminiz daim olsun.hep barış şiirleri yazsın inşallah.selamlar..
Geymeye ketan yaxşı...
Vetenimi anlatan şeir aglatdın meni...
Aglatdiniz bizi.Gözel şeirdir.Tebrikler!!!
www.sadiqova.azeriblog.com
Bir çift göz yol bekler. Bekle, belki Vatan gelir o yolla. Sen gidemiyorsun götüren de yok ki seni. Kendin burda olsan da yüregin ordadır. Alışamıyrosun asfalt yolun sıcagına, zavod borularının duman kokusuna. Köyün ahır kokusu, ot, saman karışık kokusu bir başka oluyor. Alışamıyorsun şehrin çokkatlı binalarına, gökdelenlerine. O gökdelene bakarken sana öyle geliyor ki, dünyanın sonudur. Düşünüyorsun: kaç köyün insanı yerleşir bu gökdelenlerin birine. Eh böyle olsa ne fayda, köyün yerini doldurmaz ki. Bahçe yerine balkona çıkarsın, yüreyin düşer gökdelenin dibine. Düşlerinden uyanıp adam bekler gibi bakan, gökdelenin pencere gözlerne bakarsın. Yüreginde acırsın adamsız, tenha odalara. Odalar yetim çocuklar gibi sessizdir. Evler adam bekler, adamlar ev hasretinde. Adamsız evler çox yaşamır, ölür derler. Köyünüzdeki evinizi hatırlarsın. Yüz böylesi gökdelene, vermezdin, peşkeş çekdiler düşmana. Şimdi burada küşücük bir odada yaşıyorsun. 9 kişilik aileden geriye kalan 4 kişiyle beraber. Dört kişinin de yüreginde Vatan tadı kalmamış. Şimdi Vatan dedigin o obada adı hiç bir yerde yazılmamış şehitlerin ruhu gezer. Esir düşen köyün, şehrin toprağı ağlar o yerde. Sense içine akıtmışsın göz yaşını, gözü tutulmuş ırmak gibi dolup ögle kala kalmışsın.
Köyünüzdeki ırmak geler gözlerinin önüne. Onun suyu gibi bumbuz soguk gizilti geçer canından. Vatan giziltisi, Vatan ağrısı. Ağrını hafifletmek için benzin karışık havanı çekersin ciyerine... çekersin... köy havasının yerini vermez. Teselli ararsın kendine, çadırda yaşayan amcanın oğlu geler aklına. Onun da durumu seninkinden iyi degil. Yaşadığı çadırı yazda gün yakıp kavurur, kışda yağmur, kar vurur.Evinin kapısını külekler çalar zamanında müsafirperver amcaoğlunun. Hayal kurarsın: “kaç gökdelen kifayet eder çadır köylerini yerleşdirmek için? ”-düşlerinden uyanıp kendi-kendine gülersin. Sonra evi olmadıgı için evlenemeyen torunun geler aklına. Oğlunun oglu bir kız hasretinde, bir kız parmağı yüzük hasretinde. İçini çekip yine etrafa bir nazar salarsın. Sıcaktan nefesin kesiler. Ağaç olmadığından duvarın kölgesine sıgınarsın, yüregine sıgındığın gibi. Yine gözlerin yol çeker, düşünersin... düşünersin ki, gölgesinde oturup dinceldigin bahçenizdeki dut ağacının da gözleri de yol çeker, gidenleri bekler şimdi.
Hatırlarsan eger, şehre geldiyin günden kaç sene geçmesine bakmayarak, ilk defa derdini götürüp sahile gitmek istemiştin.Köyünüzden akan dag çayını özlemiştin. Dum-duru suyunun altında küçücük taşını bile ezbere bildigin dağ çayı. Denizin kenarına çatdıgında hayretden gözlerin büyümüştü. Denizin sahili yoktu! Adamlar almıştı sahili denizin elinden. Her taraf asfalt idi. Demir meheccerle sahili denizden ayırmışlardı. Deniz de o gün isyan ediyordu. Uzaktan gelip demir mehecceri silleleyen dalgalar yine aciz-aciz geri çekiliyordu. Asfaltın üstüne dökülen damcıları denizin göz yaşına benzetdin. Baktın... baktın... yıllardan bu yana boğazına tıkanıp düyümlü kalmış, seni kahr eden göz yaşlarından bir çif bulağın gozü açıldı. Gözlerin dalgalandı deniz gibi, yanaklarından aşağı yuvarlandı göz yaşların. Kimsenin görmedigi, göremedigi göz yaşını denize akıttın.
Deniz ağladı...Sen ağladın... yüregin boşalana kadar. “Krad” patlarken eviniz şehit oldugunda, bahçedeki dut ağacının budakları kırılıp da sakat oldugunda, doğmalarını kayb ettiginde ağladığını kimse görmemişti, aylarca, yıllarca susmuştun. O gün ilk defa derdini denize söyledin, sessizce, konuşmadan. Deniz anladı seni, deniz ağladı seni. Çınqılı, kumu ile asfaltın altında esir alınmış sahil duymadı onun ağladığını. Sen ağladın. Esir alınan yurdun duymadı seni. Sen ağladın... deniz ağladı... deniz ağladı...sen ağladın...
24.07.2008. Bakı Xalide Efendi.
Başta birlik olmasa ermeni bizi de yer
Kuzeydoğu rüzgarı inan çok acı eser
Susmak doğru değildir,gaflettir,hıyanettir
Giden her karış toprak kutsal bir emanettir
Ermeni hep yer benim dedi, 'Krasnodar benim 'dediginde rus hemen başını ezdi bu yılanın
ama Karabag hala da esirdir ermeniye. Yarın bu köpekler Vaşington, Paris benim dese hiç şaşırmam.
Yüregimden haber verdiniz, Veysel bey, elinize ,dilinize , yüreginize saglık.Azerbaycan, Karabag derdi bütün müslüman dünyasının derdidir.
Biz birlik olsak degil ermeni dünya karşımızda diz çöker
Elçibey
(Azeri kardeşlerime ithaf)
Ah Elçi bey, Elçi bey
Ne yaptın sen Elçi bey
Ölünecek zaman mıydı
Erken gittin Elçi bey
Alınacak öcün vardı
Salınacak namın vardı
Aşılacak yolun vardı
Uçup gittin Elçi bey
Gözümüzün yağıydın sen
Türkiyemin bağıydın sen
Ay yıldızlı bayraktın sen
Yakıp gittin Elçi bey
Cumhur babalık bile
Binmedi sende kıymete
Dökülmesin kanlar diye
Çok şeyi ettin hediye
Ey toprak canım toprak
Canansın dosta muhakkak
Yeter artık doğrul da kalk
Elçi beyim verdi uğrak
Gün görmedi Elçibeyim
Azerinin uğruna
Rahat etsin koynunda
Ebedi uykusunda
Akbaş seni unutmaz
Vefasızlık yapamaz
Bir aziz hatıra ki
Alçaklıklar yakışmaz
(26.08. 2005)
Yaşar Akbaş
TÜM YORUMLAR (23)