Nasıl inanayım yalan hep yalan
Vuslat kavşağında, ettiler talan
Hangi cehennemde, kalbimi çalan
Canımdan bezdirdin, ömrümü yedin
Hiç mi insafın yok niyedir zulüm
Feryad-figan güller gönül dalında
Sinem pare pare oldu yolunda
Aşk-ı nazdan mahrum kaldım kolunda
Öcüm dağdan büyük ötme sus bülbül
Avuç avuç günah verme ey bülbül
Katmer katmer dertler yığılı başta
Izdırap çektiğim o yar bilmesin
Sağan tozlu rafta tat tuz yok aşta
Terk-i diyar etsin o yar kalmasın
Canım İstanbul'un tozlu hanında
Yemin firgatından sözüm dönmedi
İntizar külünde közüm sönmedi
Veda menzilinde gözüm dinmedi
Vuslata son vakti kurmuştum oysa
Sevda pınarından içsem doymasam
Muhabbet nedeyim kalp aşksız ise
Lal dil bülbül şakır sözde vefa yok..
Muhabbet nedeyim kalp aşksız ise
Lal dil bülbül şakır sözde vefa yok
Sarayı nedeyim kalp köşksüz ise
Sinesi har alev közde vefa yok
Ömre bedel olsa tek bir bakışla
Ölüm karşısında diz çöktü gözüm
Dinen kalbimdesin özlettin babam
Zulüm karşısında giz döktü sözüm
Sinen kalbimdesin özlettin babam
Edep harmanında hamurum pişti
Yetim yüreğimi hüzünler sardı
Kırık duygularım paramparçayım
Avutmadı sevdan fay olup yardı
Vuruk umutlarım paramparçayım
Diz çöktüğüm kalpler unuttum gitti
Kalbinde her yaprak dönüsmüs küle
Döküsünden belli dalin perisan
Mahvetmissin ömrü sen bile bile
Çöküsünden belli halin perisan
Gözlerde asikar akan kan yaşmış
Bir asır peşinde, koşsam yorulmam
Yüreğimi serdim, pişman değilim
Ağır da konuşsan, küsmem darılmam
Hayatımı verdim, pişman değilim
Mazi defterimi, tek tek kapattım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!