Ayrılık Tığı Şiiri - Mehmet Habip Güney

Mehmet Habip Güney
3

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Ayrılık Tığı

Çiçekler nasıl üşür bilmezsin; yazın en sıcak zamanlarında... ter kokularının arasında... insansı ayakların altında... Buralara zamansız gelince bahar, seni nasıl arar gözüm tahmin edebiliyor mu, dört odacıklı göçebe evin? Salıncaklar yaptığım kirpiklerinden nasıl yağar damla damla, tepeli gurbetime sağnaklar? Sana ait olan her zerrem vedahi sen bi'habersin bizden. İçimin en sensizliğinde saklıyorum sayıkladığım bizi. Israrla avuç içlerinden su içiyor uçması gereken gönül ecem. Şimdi büyük çığlıklar istemiyor bedenim. Susuzluğa da tamâyım ışıkların hep siyaha boyanmasınada. Uzaklarda ve bi o kadarda yakın... Dağların tepelerinde, kar kokularını beklerken alıştım, sana olan doğrucu hataların coşturuşunu amansız hokkabaz sevdamı. Utanıyorum kendimle senli konuşmaya. Her geçen gün daha bir bağlanıyorum fincan takımı yokluğuna. Hoyrat rüzgar ve sert bir dalga işliyor içime ilmekleri sökük bir ayrılık tığında. Yapma! Utanıyor işte bu cılız beden hâla yaşamak için bir umutla esir düştüğü vefasız kabuğudan, şiirler yazıyorum taş duvarlara çiçek resimleri çizercesine. Sarıp sarmalıyorum seni içimde ürkütmesin diye zihnim çocuksu duygularını. Unutmak için düşkünü olduğum yollardan sonbahar hep ahmak ıslatanlı. Güzel yemek dansları geçiyor kollarımda. Sert buğday tanaleri arasından dönünce arkamı tüm vefalara. Sen çiçekler nasıl üşür biliyor musun? Aklımda...

Mehmet Habip Güney

Mehmet Habip Güney
Kayıt Tarihi : 9.11.2025 19:15:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!