Ayrılığın Masalı
Bir zamanlar
iki yürek aynı göğün altında atardı
Birbirine dokunmadan bile ısınan
aynı rüzgârla savrulan
aynı yıldızın altında dilek dileyen iki yürek
Dünya onlara dar gelirdi
çünkü onlar birbirine sığmazdı
Fakat kader
her destanda olduğu gibi
bir gün ellerin arasına gizli bir hançer bıraktı
O hançer ayrılıktı
görünmezdi ama derin keserdi
Bir sabah
gözlerin uzaklaştı
bir akşam sesin soldu
Ve ben anladım ki
koca bir çağ kapanıyordu içimde
Sen gidince
dağlar bile yerinden oynadı.
Artos’un karı daha beyaz değildi artık
Erek’in rüzgârı daha serin esmiyordu
Denizler suyunu kaybetti
ırmaklar yatağını unuttu
Çünkü senin yokluğun
doğanın bile dengesini bozuyordu
Ben kaldım ardında
bir kaleyi savunan son asker gibi
Duvarlarım çatladı
yüreğimdeki sancı büyüdü
Yine de diz çökmedim
çünkü bilirdim ki
sevmek savaşmaktan daha onurluydu
Senin hatıran
benim için en yüksek bayraktı
Her gece gökyüzüne baktım
Ay senin yüzünü taşırdı
yıldızlar sesini fısıldardı
Benim gecelerim senin gözlerinden doğar
senin susuşlarınla batardı
Bir yıldız kaydığında dilek tutmadım
çünkü dileğim gökte değil
çoktan ellerimden uçup giden sendeydi
Günler aktı çağlar değişti
Krallar tahttan indi şehirler yıkıldı
kervanlar başka yollara düzüldü
Ben hâlâ o ilk günkü gibi
senin kokunu taşırdım üstümde
Bedenim yıkılsa da
yüreğimde senin heykelin vardı
bir aşkın yıkılmayan mabedi gibi
Ve şimdi biliyorum
ayrılık sadece bir yokluk değil
Ayrılık sevdalının kaderini taşımıştı
gözlerinden alınmış bir sonsuzluğu saklanmıştı
Benim destanım işte buradan başladı
Azra Nimet Öner
Nimet Öner
Kayıt Tarihi : 31.8.2025 06:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ayrılığı sadece bir ayrılık olarak değil, bir destanın kalbine nakışladım Sanki iki kahramanın, iki âşığın hikâyesi dağların, denizlerin, gökyüzünün şahidi olduğu bir masal gibi uzun ve epik bir şiire harf harf hece hece işledim
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!