Ayrılığın Güncesi
1. Gün
Göğsümün ortasında
yutkunamadığım bir boşluk var;
ağlayarak uyanıyorum,
geceyi saklayacak perdeler yetmiyor.
Sana koşmak istiyorum, sana gelmek istiyorum.
Sana gelmek istiyorum ama geri dönüyorum
eve, kendi yıkıntıma.
Ne olur, bir ses ver.
⸻
2. Gün
Dünkü kadar acımıyor canım.
Bir ara içimden sana kızdım,
öfkelendim,
ama sonra yine seni sevdim.
Bir çocuğun vazgeçemeyeceği kırmızı balonu gibi.
Gözyaşlarım tükendi, boğazımda hâlâ
yutkunamadığım kelimeler var.
⸻
3. Gün
Bir ölüm gibi bugün.
İçim acıyor, içim çok acıyor.
Yazmak istiyorum sana.
Yazmak isteyen parmaklarımı da
kırmak istiyorum.
⸻
4. Gün
İçimde bir ölüm başlıyor,
küçük bir kıyamet
bana ayrılmış odalarda.
Bunları hak etmedim,
sen de beni hak etmedin belki;
yine de gölgem düşsün istiyorum hâlâ
senin eşiğine.
⸻
5. Gün
Sana çok öfkeliyim.
Şimdi gelsen yüzüne bakmam,
yine de gel.
Hayır, gelme.
Gelişin de gidişin kadar ölüm yazar takvimime.
⸻
6. Gün
Bugün biraz daha iyiyim.
Sana ağladığım için kendime kızdım.
Kendime kızdım, sana ağladım.
Aynadaki ben değilim artık,
sevdiğim o kişi de
şimdiki hâlin değil.
⸻
7. Gün
Kırgınım, canım acıyor,
sadece kendime acıyorum. Bu da bir çeşit
dirilme biçimi belki.
Kendime acıyorum.
⸻
Yüzlerce Asır Sonra
Sana kırıldım, sana kırıldım ama
düşlerimde hâlâ seninle kır çiçekleri topluyorum.
Gitmen kaldığın yerleri büyüttü içimde;
kalanın yokluğu gidenin varlığından daha ağır şimdi.
Bir yandan senden kaçıyorum, bir yandan sana saklanıyorum.
Yaralarımdan sızan ışık
gölgeni duvarıma çiziyor hâlâ.
Susarak bağırıyorum, bağırarak susuyorum.
Gittiğin yolları unutmak isterken
ayak izlerinle yürümeyi özlüyorum.
Sevdiğim sen misin, özlediğim ben miyim
bilmiyorum.
Artık yokluğunla var oluyorum,
varlığınla yokluğa düştüğüm zamanlara inat.
Kendimi topluyorum senden arta kalanlardan,
bir zamandı bu; geçecek dedim, geçmedin.
Geçecek dedin, geçmedi.
Yandım mı, yanıldım mı
ayıramadım.
Unuttun mu, unutur gibi mi sustun
duyamadım.
Gittin mi, gitmiş gibi mi kaldın
anlayamadım.
Susmak istedim, her sessizlik adını yankıladı duvarlarımda.
⸻
Ölümden Bir Gün Önce
Küçüktü dünya işte.
Ve yuvarlaktı,
kaçarak uzaklaştığın o yere geri gelirdin.
Ne kadar dönsen de,
başlangıçla bitiş aynı çizgide buluşurdu.
Zaman aramıza dağlar koydu,
ama dağ da göğe ait, gök de aynı gök.
Unutmak sandığın şey,
aslında hatırlamanın başka biçimiydi.
Ve tam da “Hiçbir şey kalmadı.” dediğim anda,
sesin düştü içime: “Aklımdasın.”
Ben hâlâ tutuyordum;
sessizlikle sesin arasında,
gidişinle kalışın arasında,
senin unuttuğun,
asırlar boyu aklımda kalan bir ladesi.
Sense tuttuğun ladesi unutmuş gibiydin, bense her unutmuşluğun içinde
elini bırakmamıştım.
Küçüktü dünya işte…
döndü, döndü,
yine sana getirdi beni.
Ve şimdi soruyorum kendime:
Bu kez yine ben mi düşeceğim,
yoksa yine sen mi bırakacaksın ellerimi?
Kiyaz
Kiyaz KılınçKayıt Tarihi : 9.10.2025 21:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)