Doğan güneşe mi adadın sen adaklarını
Aldandın mı rengine?
Gece ırzına geçmeden aslında güzeldir her şey
Ömür aldatmacadan ibaret,dört duvar arası küçük dünyam.
O dünyada dört kişiyiz.
Ama hislerimden herkes habersiz.
Acı içinde kıvranan bedenim, yaşamı atıyor üzerinden, yolunu kaybeden bir çocuk gibi ağlıyor her köşede.
Düşündükçe odun taşıyorum ateşime, harlasan alev daha çok yakıyor her hücremi.
Nereden yolum bilmiyorum.
HER DEM BAKİ
Doğan güneşin gölgesinde ki suretler üzerinde oynayan çocukların sessiz çığlıkları baharın adı,
Her dem baki
Ölüme kafa tutan kelebeklerin sevinç çırpınışları umudun gülümseten yüzü.
Şarkıların sakladığı sırları dinleyenler biliyor giz olmaktan soyutlaşırken her gerçek.
Bu baharda esiyor yüzüme.
stanbul’un beklenen kar’ı yan sokaktaki evin çatısını aşındırıyor
Usul usul yağıyor kapı önündeki kırmızı arabaya
Ak ve al’ın uyumu göz kamaştırıyor.
Toprak baharı istiyordu, karnımdaki
Teknelerinle sen, dünyayı.
Gelmekte ısrarcıydın, tutamadım içimde,
Mum ışığında kendini asan kadının hikayesiyle başlar gece,sütun gibi sallanan iki bacak koşarken boşlukta, ayak izlerini siler zifir.
Göz gözü görmezken ,sevişen bir çok ruh şükür eder tanrıya.
Avuç içlerinde duadan öte her şey,bir çok günah dökülür secdeye.
Nerelisin diye soruyorlar Müzeyyen.
Anadolu’dan geliyorum, lakin ruhunun ait olduğu yeri henüz bulamadım.
Bir sahte kimlikle dolanıyorum yıllardır.
Aklımın yetersiz olduğu zamanlardayım.
Titrek sesim, kifayesini yitirdi çoktan.
Yıllardır sulh'unu yapamadığım hayatımla, yaşamın arasındaki arafta sıkışıp kaldım.
Bir mülteci çocuğun dilinden dinledim hikâyenin tamamını;
İzlemenin büyüsünü kaybetmiş kör gözler, yıldızların kaydığını şahitlik edemez ki Sultanım.
Payidar gecelerde can buluyorum zaruriyetin arttığı gecelerde..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!