Bir ev vardı, adını unuttuğum;
her köşesi başka bir yalnızlıkla döşeli.
Pencereleri içeri değil,
eski zamanlara bakardı.
Saatler geri sayardı duvarlarında,
her tik tak bir anıyı eksiltirdi.
Duvardaki çivi, düşmüş bir resmin yasını tutar;
ve kimse kaldırmazdı yerdeki çerçeveyi.
Ayakkabılar sessizdi,
konuşmayı çoktan bırakmışlardı.
Sanki bu evde adımlar da yasaklıydı.
Bir kanepe vardı yorgun;
üzerine oturmazdın,
bir şey bozulacak diye—
ya da biri dönecek sanırdın belki.
Sana yazmadığım mektuplar birikti masada,
her biri boş,
her biri dolu bir suskunlukla.
Sonra sen geçtin rüzgâr gibi,
perdeleri kıpırdattın,
ama evi hiç terk etmedin.
Bir iz bıraktın duvarlara;
ama gitmedin.
O gün bugündür,
aynasız bu evin duvarları
senin susuşunu yansıtır bana.
Her gün başka bir odayı karartırım,
ama seni hep aynı yerde beklerim.:
Kapanmayan bir kapı gibi.
Kayıt Tarihi : 29.7.2025 13:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!