Avuç avuç toprak taşıdım dün
Üzerine bastığın son yoldan.
Bıraktığın izmariti bir kez daha yaktım
Aylar var atmamıştım kül tabağımdan
Aynanın önüne düşmüş,
Bir iki tel saçına bağladım yanlızlığımı.
Bulaşıkları yıkadım
Bardağına dokunamadan
Teryüz ettim yastığını
Yüzünün izini bozmadan
Kavanozdaki kırık ekmeklerle
Güvercinleri besledim
Yemeğin altını yaktım bile bile
Mahçup yüzünü hatırlamak için,
Yanık tencerelerin gölgesinde
Düş görmek için uzandım
İlk ve son kanepemize
Uymamamak için direnir gözlerim
Gözlerin hep gözümün önünde
Ayağı kırık sandalyede,
Beklemek kadar idamını,
Zormuş alışmak gerçeğine.
Özenle hazırladım getirdiğim buketi
Hepzi taze, en az bana 'evet' deyişin gibi
Beyazlar giydirdim bugün dünyaya
Su beyaz, torak beyaz, ateş beyaz...
Senin rengin...
Şekere buladım yürüdüğüm sokakları
Arkama tüm dünyanın çocuklarını taktım...
Seni tanıyan tanımayan tüm insanlara
En derinden bi selam çaktım
Biliyorum gece yine gelecek
Alacak elimden kızıl saçlarını
Yanlız kalcaksın tek dostun ağustos böcekleri,
Belki biraz korkacaksın
Yıkıyor bu çaresizlik beni,
Elimi kolumu bağlayan ne
Son vuslatında ömrümün
Faydası yok hezeyanın
Beklemekten başka çaremde.
Umut fakirin ekmeği...
Taşına bir çentik daha attım
Ebedi mekanının
Uyuyorsan eğer
Geldiğimi, uyanınca anlarsın...
Ölüm sana,
Hiç yakışmadı,
Ardında kalmakta bana..
Kayıt Tarihi : 19.7.2006 15:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ölmek başlangıcı hayatın.....

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!