Yatıyor boylu boyunca
Ne yanıyor ateşler içinde başı
Ne buz kesiyor ayakları
Yürümüyor damarlarında kanı
Canı yanmıyor
Uyanmıyor -ne kadar uyandırmak isteseniz-
Sustu birdenbire yanardağlarım
Yokluğa adanan canım maddeye durdu
Masa sevgiydi örneğin sevgilerden
Yatağım sıcaklığındı
Dolapların sarhoşluğu yitti birdenbire
Aşka adanan yaşamam maddeye durdu
Sevdalar yoğurduk ellerimizle
Kavgalara uyandık
Daha çocuktuk
Bencil ve acımasızdı dünya
Ak lalelerin ışığı soldu
Savrulan saçların gibi savurur
Uzak iklimlere sesin sesimi
Güneşe koşan yağız çocuklar
Dilleri yüzyılları soluklar
Neler der toynakları incecik
Sesimde yalnızlığın tınısı
Gözlerim yanıyor uykusuzluktan
Suda yağı bitmiş kandil ışığı
Uzakta ağlayan çocuk sesleri
Dağları deniyorum
Dallarına türküler sinmiş meşe
Döktü yapraklarını döktü hüzünle
Ses oldu karıştı toprağa
Ses oldu tohum oldu umut oldu
Evvel bahar açıldı çiçeklerle
Gidenler gecikmiş günleri götürdüler
Birlikte ne kadar yalnız olduklarını
Gözleri yanılsamalarla bağlı gelip
Görmediklerini göstermeye gittiler
Kazılardan sevdalar çıkıyor
Cemal Süreya için
Yine avlusundayız
Güvercin göklerinin
Mor ayazlar avlusu
Günlerden pazartesi
Sis susuyor
Dallarına şeytan uçurtması takılan ağaç
Örtüyor sisin sessizliğini
Hüzünlerle ıslanan uzun bir es
Sürüklenen bir kuş ölüsü kaldırımda
Ak libasına sarınmış lacivert akşam
Sönmüş yangın ıssızlığında karşı kıyı
Işıltıyla bakıyor tambur rengindeki cam
Dingin gülüşünün derinliğinde
Durmadan akıyor ve sürüklüyor anlamı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!