Yaşamının son anına kadar
Onurun ve inancın meşalesini,
Büyük bir sorumlulukla
Hiç söndürmeden taşıdın.
Uğurlar olsun
Modernleşen hayatın sefilliğinde
Sisler çökerken gecenin üzerine
Sığındıkları kuytu köşelerde
Nutku dahi kesilir sözlerin,
Sadece çocukluklarının karabasanları değildir
Acımasızca yüklenen üzerlerine,üzerlerine.
Anne! ...
Masmavi gözleriyle
Rüyalarına girerse eğer
Babama söyle.
Sözleştiğimiz gibi
Nereden bilsinler ki;
Her kim demişse halt etmiş
Sevemez o adam diye,
Oysa ki ben! ...
Bin yılın sevdalısıyım be.
İşte o anki;
Duygular alabildiğine yoğunlaştığında
Sadece,
Yol alıp gidilendir peşinden
El yordamlarıyla yorumlayıp,adlandırdıklarımız.
Gün çoktan kuşattığında
Kendine yorgun bir geceyi,
Zamanın koynunda saklı düşlerimle
Olur olmaz şeyler geçiyor aklımdan.
Çocukluğumda su birikintilerinde oynadığım
Aşka ait;
En eski manifestolara umarsız
Düşbaz bir adam,
Bedestan işi gaz lambası ile
Kırık-dökük bir masada
Sürrealist şiirler yazmaktadır
Ben yürürüm insanlar yürür gece boyunca
Dere yatağında sürer gider izini
Doruklarda eğri büğrü sulietler
Yanı başımda bir iz düşümü gölgeler
Adeta bir karınca sessizliğiyle
Belli ki,büyük bir gizliliğin sırrı içindeler.
Bu ülkede yanılmaz akıllar;
Her şeyin en iyisini
Ve en doğrusunu biz biliriz diyerek
Kurulduğundan bu yana Cumhuriyet.
İnsan hakları ve demokrasiyi
İzbe mekanların doğum öncesi sancılarında
Matemlerin sessizliğini bozan
Ağızlar dolusu,
Kusulmakta olan ihanetlerdir.
Artçıl depremlerin aynadaki yansımalarını
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!