Bir evde sekiz çocuk
Zamanın behri yokluk
Her bir yan yoksulluk
Gördün geçirdin cicim
Bunca çilenin içinde
Cuma sabahı
Nisan yağmurları düşerken toprağa
Vedasız bir gidiş saracak afakı
Düştüğün yerden kalkar gibi ayağa
Gitmek ne güzel bir cuma sabahı
Elde de yok avuç ta da yok
Bir gün aç uyur bir gün tok
Yavan bulguru önüne dök
Ya azık edecek ya da erzak.
İnim inim inliyor hiç susmuyor
Niye dövünürsün ki acziyetten
İnsan dediğin bir parça nutfeden
Züleyhayı Yusuf’a kul ettiren
Bu dava o dava, sana ne yapmaz?
Mecnun çöle düştü onun ardına
Senle doğar senle ölürüm
Sanma başka yâr görürüm
Bir seni birde beni bilirim
Elin elime değdi değeli
Bir ömrü sana vakfettim
De bakalım,deli poyraz de hele,
Yolun bizim ele düşer mi ola?
Bende gitsem o gittiğin yere,
Yazımın güzleri biter mi ola?
İçimin yangını diner mi ola?
Kimi hayal alır on pula
Kimi de satar bin pula
Yalanın bini bir paraya
Deli birmiki bağlayasın
Dert tekmiki ağlayasın
Gözleri var kara kara
Ziyası var derde çare
Benleri nokta dane
Huri misin nesin sen
Saçları var sırmadan
Şafak söktü, çoktan ağardı tanyeri
Uyku zaten selamsız, umurum serseri
Son sigarayı da yaktım, bitmese bari
Şükürki bir gün daha sabaha döndü
Şükür ki içimde bir umut daha öldü
Saatim döner durur günler hoyrat
Sigaram yanar durur küller berbat
Kulağıma fısıldar şeytan fesat fesat
Uysam olmuyor uymasam olmaz
Bir sofralar kurulmuş türlü bezeli



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!