Ben yazmayı sana alıştım.
Sana yazmadan geçen bir günüm eksik kalıyor.
Bazen elimle yazmadığım satırlar,
gözümden düşen yaşla dökülüyor defterime.
Çünkü bir “ilk”in kıymeti sadece yaşamakla değil,
onu hissetmekle ölçülür.
Bazen bir satıra ağlıyorum,
çünkü orada senin o ince suskunluğunu buluyorum.
Bazen tek bir kelimede kalıyorum,
çünkü seninle yaşadığım her anı
tek bir harfe sığdırmak istiyorum.
Seninle geçen her ânı,
zamanın en güzel yerine not ettim.
Sen susarken,
ben içimden binlerce kez “kaldım” dedim.
Bir susuşun içinde ne çok şey saklı kalır bazen…
Ben senin susuşunda bile kaldım.
Ve işte o yüzden de
bir gün bile pişman olmadım sana yazmaya.
Biliyor musun?
Beni de ilk kez ben olarak seven birisi var artık.
Ne eksiltmek için geldi,
ne tamamlamak için.
Sadece olduğum gibi kalayım diye
yanımda duran biri.
Ve beni de tamamlayan biri ….
Kara Çocuk da ilk kez sevildi
bir Ay tarafından…
Gölgesine değil, karanlığına değil—
ta en içteki sessizliğine bile dokunularak.
“Sevilmek ne güzelmiş…” dedin ya hani,
bilmiyordun…
Benim de ilk kez gerçek sevildiğimi
yine senin varlığınla öğrendiğimi.
Çünkü bazen bir insan
sadece bir kalpte değil,
bir duasın içinde de saklanırmış.
Ve ben,
senin duasında bulunduğumu hissettiğimden beri
daha iyileşmiş bir hâlde yaşıyorum artık.
Kayıt Tarihi : 9.6.2025 14:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!