Aşk ile meşkin düşlere karıştığı yerde
Başıboş dolaşırmış yıldızlar
Islak aysız gökyüzünde
Ah bu gönül!
Uslanmaz deli gönül!
Dinlemezmiş söz, anlamazmış halden,
Derin mavinin koynunda
Kumsalı yalıyordu dalgalar
Dolunay yakamozlu kıyıya
Rengarenk samanyolundan
Yıldızlarını savurdu gece
Karanlığın sessizliğinde
İçine işliyorum değil mi?
Ruhunun her bir zerresine
Öldürdüğün hislerine
Uyan hadi aç gözlerini
Uzat ellerini bana
Dudaklarını dudaklarıma
Oysa o,
Üzülme noktasını geçeli,
Sararan aşk cümlelerini kalbinden
Çoktan savurmuştu sonsuzluğa…..
Yazamadığı şiirlere,
Seyredemediği dolunaylara,
Deniz bedenimi sardı
Gece ise ruhumu
Yağmur gözlerime yağdı
Karlar yüreğime
Üşüyorum
Ay yoksa gökyüzünde
Bana yakışmalı ölüm
Ben gibi çılgınca olmalı
İşte bu!
Tam ona göre bir ölümdü
Demeliler ardımdan
Kirpiklerim kavuşurken birbirine
Denizler kadar derin
Dolunay kadar romantik
Bahar kadar canlı
Beklenen
O mavi derinlerde
Gülümseyen yıldızlarda
İki kişiyim ben aslında
Kalabalıkta
Biri görünen ben
Diğeri içimde ki ben
Görünen benin dudaklarında
Edepsizce kahkaha
Gündüzün aydınlığında
Gecenin karanlığına tezat
Gözü açık düşler görürken
Çoktan çökmüştü
Üzerime
Ölüm ayrılığının acısı
Sen
Yoksul yosma sokaklarda
Yıpranmış kaldırımların
Avaz avaz çığlığı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!