Bir adresti sessizliğin,
yolunu tarif etmeden terk eden bir pusula gibi.
İsmini hiç bilmedim,
ama her kışta seni çağırdı karanlık sokaklar.
Ay ışığında ürkek bir silüet olurdu gidişin,
arkandan sürüklenirdi yağmurun belleği.
Sular çekildikçe geride
yalnızca kalbinin akustiği kalırdı.
Zamanı bükerdi rüzgârın sesi,
yüzüne sinmiş soğuk Kasımları dinlerdim.
Bir akşamüstüydü,
gölgesi yorgun düşmüş kaldırımların.
İki adımlık mesafede bile uzaktık,
bir çay bile içmeden geçmiş gibiydi ömür.
Aşkı konuşmaya vaktimiz yoktu belki,
ama sustuklarımızda büyüyordu geceler.
Dokunuşlarımızı saklardık kelimelere,
bir isim koyamazdık hiçbirine.
Ve o an—
bir yara kapanmazdı,
içine gömülürdü sadece.
Kül gibi çökerdi saçlarına anılar,
biraz is, biraz rüzgâr, biraz sen kalırdı geriye.
Gökyüzü rengini kaybederdi bazen,
bir bakışın silerdi maviyi ufuktan.
Yanlış yerinden kırılırdı cümleler,
kirpiklerinde açardı eksik baharlar.
Kolay değildi gitmek belki ama
masallar bile yorulurdu gerçeklerden.
Ve sen—
hayata sessizce itiraz eden
bir soluk gibi kalırdın.
Kayıt Tarihi : 29.7.2025 13:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!