Avlu Şiiri - Samira Samiraninsiiri

Samira Samiraninsiiri
234

ŞİİR


12

TAKİPÇİ

Avlu

Avlunun en sessiz köşesinde,
turuncu bir lamba yanardı yaprakların içinde.
Oraya başımı yaslayınca,
dünyanın gürültüsü çekilir,
kabuk soyulur, koku kalırdı geriye.

Cebimde bir taş, bir düğme, bir de düş;
ayakkabımın ucundan sızan akşamı
gül gibi toplar, ağaca anlatırdım.
O da rüzgârın dilinden fısıldardı:
“Sabret, çekirdeğin sabrı kadar.”

Ev, susmanın uzun gölgesiydi;
sofrada ekmek ikiye değil, üçe bölünürdü.
Ben payıma düşen kırıntıya
gözlerimi sürer, büyüsün diye beklerdim.
Turuncu sır, avucumda minik bir güneş gibi ısınırdı.

Bazen, sırtımda bütün şehri taşıyormuşum gibi
kambur yürürdüm;
ama ağacın yanında durunca
omuzlarım düzelir,
gövdemin içinde görünmez bir kuş kanatlanırdı.

“Büyümek,” derdi yaprak hışırtısı,
“boyunun uzaması değil;
kabuğunu incitmeden içindeki suyu
daha büyük bir göğe taşımaktır.”
Ben de susardım; susmak, suyun yürüyüşüydü.

Bir gün, kış uzadı;
teneke damlara çivi gibi çarptı yağmur.
Yine de o turuncu ışık sönmedi.
Çünkü ben öğrendim:
Karanlık, meyvenin olgunlaşmak için beklediği saatmiş.

Şimdi, avlu yok; şehir büyüdü.
Ama nereye gitsem,
ceplerimde o kokuyu taşırım:
soyduğum her kabukta
çocukluğumun yüzü çıkar karşıma.

Ve bilirim:
Bir ağaçla konuşmayı öğrenen çocuk,
günün birinde bir başkasının gölgesi olur—
serin, sessiz, yeten.
Turuncu sırrım budur:
Kırık bir kalbi onaran şey,
dişlerimizde patlayan tatlı bir güneş değil;
onu paylaşırken büyüyen içimizdir.

Samira Samiraninsiiri
Kayıt Tarihi : 30.8.2025 18:12:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!