Acıyı hissetmek için tokat mı gerekli
Bir çocuğun haykırışı acı hissettirmez mi
Özlemek için mesafe mi gerekçe
Saniyeler içinde sevgili özlenmez mi
Öyle bakma ellerim titrer sesim titrer
Ben kovalarım onlar ise peşinden gider.
Öyle bakma, kalbim başkaldırıyor
Utanırım ben, utanır gözlerim, utanır esmer bakışlarım
Sonra sessizlik çöker coşkun dilime
Öylece sakin, öylece masum kalır
En büyük başarılardan biri de
Sevgiyi zamanla yontarak
Ufacık hale getirmek
Ve sonra,
Çoğu kişinin gerçek yüzünü görebiliyorsun.
Zaman gerçeği sana damıtarak gösteriyor!
Bu zamanda,
Adliye koridorları boşanacak çiftlerle dolup taşarken
Televizyon dizilerinin aşk üzerinde bu kadar yoğunlaşmaları
Çok tuhaf!
Bir akşam solmuştu çiçekler
Hangi baharın akşamıydı
Kapıyı kapattığında
Yaprakların sarardığı mı
Yeşile büründüğü mü
Uyu bebek, ıslak kumun üzerinde
Kendi yatağında uyur gibi uyu.
Annen üstünü örtmezse,
Sular üzerini örter
Yorganın yok diye üşümezsin.
Onca hayallerinin arasında
Bir hayalin gerçekleşmesini istersin
O da sağlam temele denk gelmez
İlk İş Günü
1. Perde
(Oturma odasında anne, baba, büyük anne, büyük baba ve çocuk. Büyük anne ve büyük baba haricinde herkesin elinde cep telefonu var. Ve cep telefonuna bakmaktadırlar.)
Yaşlı Teoman: Ehh! Sohbetinize de doyum oluyor.
Yaşlı Ela: Evet, öyle ya öyle ne güzel sohbet ediyoruz. Bak maşallah oğul bir gözlerini açmış güzel güzel bakıyor. Gözleriyle sanki ışık saçıyor. Sanırsın mutluluktan uçacak. Ama mutluluğu bizde değil elindeki alette buluyor.
Yaşlı Teoman: Ah, ah be hanım! nerede bizim o eski sohbetler. Bizim zamanımızda alet mi vardı. Yok tabi! Otururduk bütün aile birbirimizle sohbet ederdik. Zamanın nasıl geçtiğini fark etmezdik. Şimdi tutturmuşlar bıt bıt bıt. Dur bakalım ne olacak.
Bugünün çocuğuyum
Annem babam duy beni
Yarınların genciyim
Zorluklara sal beni
Annem babam duy beni



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!