Bi anlata bilsem içimdeki seni.
Bi yaşaya bilsen bendeki beni.
Yıllar öfkesini üzerime salmış yine.
Mevsimler hıncını alıyor benden.
Ve ışıklarım sönmüş.
Bir gece hayal et.
Ve sonra bir çimdik at kendine.
Yine Sensizliğin son demindeyim.
Yine çaresiz ve sessiz.
Geçen onca seneye inat hala sevgilerdeyiz.
Hadi bir yudum daha çek. Yoğun bir duman daha çıkar. Sonra bir elvedaya sarılı kefenle kon toprağa. Hoşçakal bile olmasın bu köhne dünyaya. Umursanmayacağın aşikar. Bu günün elbet yarında var.
Bugün senin doğum günün.
Açtın o güzel gözlerini yeni bir nefes oldun dünyaya.
Benimde can bulduğum, ilk defa ben olduğum yeni bir hayata merhaba dedin.
Bugün senin doğum günün.
Biraz buruk, biraz tebessüm edercesine yaşıyoruz birlikte.
Kimseye zorluk çıkarmayacaksın.
Vakti geldiği an gitmesini bileceksin.
Bu gidişin sonsuz olacak. Yattığın an neştere, sessizce bırakı vereceksin kendini. Hiç beklenmedik bir an da.
Yok olacaksın.
Yok edeceksin hayatı.
Son bakışın elveda niteliğinde olacak.
Ne garip dünya.
Öyle bir sevgi var ki gönlümde sana karşı.
Her şey sende anlam buluyor.
Öyle bir sevda ki bu, tarifi imkansız.
Senden öte tanımadığım hiç birşey yok hayatımda.
Öyle bir gülüşün var ki gözlerime bakarken, oturup anlatmaya kalksam kelimelere sığmaz.
Hadi söyle, seni sana hangi harflerle anlatayım.
Hesapsızca girdiğin hayatıma, nasıl anlamlar katayım.
Yüreğimdeki varlığını, yanımdaki yokluğunu hangi duygularla izah edeyim yanmadan.
Ama dinle.
Saat 12 dediğinde kapa tüm perdeleri, ışıkları söndür ve bekle.
Beklerken uyuya kal.
Ve derken bir sela sesiyle aç gözlerini.
Bir musallaya uzanmış bedenime bile dokunmak ürpertsin yüreğini.
Hadi kapa.
Bil ki; bu son fasıla.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!