Hangi diyardan kapılıp geldin, bu köye?
Hangi düşte serildin alev gibi gözlerinle?
Bu aşk dolu Çigan gecesinde,
Ateşe düşen gülün şarkısını söyle!
Ayak yalın, şarap dolu masalarda,
Gırtlağını yırtsın çığlıkların söyle!
İnce, narin, leylak kokan ellerin,
Bizi kandıran o şarkılar, o mavi gece
O sıcaklığı beyaz ellerin, o ilk bakış
Sebepsizliğin sebep olduğu şafak vakti
O çok sevmek gecelerde o çaresiz aldanış.
Uzayan saçlar, alnında avuçlarımızın
İste o, insanin bir yerde, aşka boyun eğmesi
Devamını Oku
O sıcaklığı beyaz ellerin, o ilk bakış
Sebepsizliğin sebep olduğu şafak vakti
O çok sevmek gecelerde o çaresiz aldanış.
Uzayan saçlar, alnında avuçlarımızın
İste o, insanin bir yerde, aşka boyun eğmesi
Bütün soylu hesaplaşmaların cılız ışıkları altında sürgüsünden ayrılınca tetik bir gölge sokulur dünlerimizin kapısından. Uzun bir yalnızlıktır yeşil düşlerimizin dökülümlerini didiklemek, yağmurdan önce susan bir kentin soluğunu dinlemek....
Tebriklerimle...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta