Severdi mevsim geçişlerini ve
Beklerdi mahalleliyi
Yazlık kıyafetlerini çıkartıp kışlıklarını naftalinlesinler diye;
Çünkü onun olurdu koca kış giyilmemiş,
Bir tezgahtarın aklına uyulup alınmış ETİKETLİ ESKİLER
Ceplerden bir kere de çıksın isterdi
Kendime yolcuyum bu gece,
Zor olacak belli ki varışım
Yollar seninle çevrili
Göz gözü görmüyor; hüzün çömüş her durağa her sokağa
Tek kişilik olduğunu bilseydim gelmezdim hayata
Ve ihlal etmezdim çift kişilik duyguları...
Suyu hep kaynayan bir hayatla demlenmiş
Hüzünlerim var benim
Ziyade olsun demekle tükenmeyen
Ağızda değil, yürekte acı tad bırakan,
Koyu hüzünlerim...
Sevinirdi komşunun çocuğundan kalma ayakkabısının
önü değil, altı delindiği için;
Hem görünmeyecekti kış ortasındaki çorapsızlığı
Hem de ikiye katlamak zorunda kalmayacaktı
Görünmesin diye
Ayakkabıya iki numara büyük parmaklarını
Kendi çocuğuna yediremez çoğu garson
Bütün gün taşıdığı gavur soslu etli sebzeleri
Kendi de yiyemez,
Korkar, boğazından geçmez de kalır kursağında diye
Ama hepsinin vardır umudu
Maaşının on katı gelen hesaptan arda kalacak bahşişten
İpini kestim bulutların boşaltmak için semaları
Sonra boyadım güneşi geceye,
Biraz daha karaladım sana çıkan yolları
Kopardım içimden ve
Buruşturup attım denize seninle geçen her günü
Sonra karla mayaladım denizi
Kısa fakat çok çok derin anlamları gizleyen erişilmez hisler