Kumruların Yusufçuk dediğine sen inanıyor muydun?
Evet, diyorlardı.
Evet üstüne basa basa Yusufçuk diyorlardı.
Sen duymadıysan, duymazlıktan geldiysen ne diyeyim..
Evet öyle şarkılar söylüyordu kuşlar.
Adını bilmediğimiz, nağmesini duymadığımız.
O mahur beste çalıyordu, ama biz Müjganla ağlamıyorduk.
Felekten bir geceydi hayalin, onu da beceremedik.
İki kadeh rakı koydun, onunda buzu yok.
Başım Eylül
Kafam Kasım
Kalbim Aralık gibiydi..
Sahi sen Mayıs da mı terketmiştin beni?
İnsan Mayıs da terkedilir mi ya!
Tam da kiraz mevsimi.
Bir varmış, bir yokmuş diye bir masal anlatmak isterdim sana.
Saçların altın sarısı, atların kanatları var diye.
Belki inanır, belki biraz mutlu olurdun.
Tencerenin doğurup, göle maya çalınıp yoğurt yapıldığına inandırabilseydim keşke seni.
Belki biraz güler, belki biraz hayal kurardın.
Koskoca bir gerçekliğe inanırken,
Sustuklarına bir anlam veremeyecek kadar cahildim belki de.
Sustuklarının için de çok şey vardı aslında.
Aslın da hepsini biliyordum da...
Bazen sorular ağır geliyordu insana,
Bazen de cevaplar.
Neyin vardı senin?
Neyi yazsak kitap oluyor diyor şair
Acıdan kederden başka ne yazmışız ki...
Uzun uzun cümlelere gerek de yoktu aslında.
Bir kelimeyle tarif ederdim oysa.
Ölüm derdim, aşk derdim, Gurbet derdim.
Öyle paragraflara, parantez içine almalara,
İkinci bir annenin ya da babanın olacağına inanmamıştım,
Seni görünceye dek.
Gözlerinde umut, gözlerinde sevgi, gözlerinde inanç vardı hep.
Evet notlarım kırıktı, evet belki biraz haylazdım ama sen yine de benim öğretmenimdin.
Belki tembeldim, belki biraz şaşuri, belki de biraz densiz,
Ama sen yine de benim öğretmenimdin.
Prensesler ülkelerine dönsünler lütfen
Ben İspanyolca yı nereden bileyim
Böylede güzel olunmaz ki
Ya da ben sürgüne gideyim
Ah bu prensesler...
Gönül çelen iştahsızca bakan prensesler...
Tüm sınavlardan geçmiştim
Bir senden kalmıştım.
Ah rüzgar esme esme aklıma getirme.
Bir deniz kenarında olsam
Bir çınarın altında.
Ah esme rüzgar
Sana serbestti bütün şiirlerim
Kafiyesiz, hiçbir uyumu olmayan.
İmla kurallarını hiç umursamıyordum.
Ucu kör bir resim kalemiyle yazıyordum.
Kömür gibiydi.
Küçük boy resim defterinin en arka sayfasına yazıyordum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!