Gelmesin kimse,tek kişilik yalnızlık yaşadığım anaforlarda.Kimseler meteor çukuru oluşturmasın derin bir kuyudayım.Öyle ki taş atsa ses çıkmaz,aşk çıkar. Yusuf’un atıldığı yere saklıyorum düş artığı yalnızlığımı.
Ölümsüzlük güzelliği çökmüş üzerine ya arkana bakmadan git huzur şafağına.Ki bir bülbül sana öter, bir yuva yaparsınız ahlarımdan,ahdlarımdan.
Kalışlarında çıkardığın hangi isyan tahtımı bahtınla devirir bilmiyorum.
Şerefi uzak sarayların tuzaklarında yasaklar içilerek yaşanılan çinili bir sevme duvarının dibindeyim.
Taş bas bağrına dikenli güller ek kanasın tepelerim.En tepede taş atma taşlamış kalbime.Safran kesilmiş kaflarımdan masalın yeni başlıyor,sen perisin, perilikten cinliğe geçme sakın.
Sözün ağıtında Alp Er Tunga ıngalar bebek halimi.Sen bırak gözyaşlarını yaramın üstüne.
kızıl kızıl dağılıyorsun elimde kalıyor iki nokta
atıp kırmızı bir gül kalbimin tam ortasına
kaçıyorsun mevsimlerden mevsimlere
tahtı çalınmış bir padişahım oysa
kayboluşunu arayan hesapsız yolculuklarda