Aşkın rengi sarıdır,
Boynu narin eğri, hafif aşağı,
Göz görmez, dil bilmez başkasını
Taçları yaldızlı varak,
Yeşil ona en yakışanıdır.
Rüzgârı kıskanırım tenine değen,
Çayıma tomurcuksun,
Türün papatya, kokun fesleğen.
Her halin bana intisap olsun da
İster darıl bana, istersen beğen.
Sarıyı, yeşili ve beyazı,
Ne bilmiş de vermiş Yaradan,
Kış ikliminde, sen gibi bir yazı,
Nasıl seçmiş de vermiş aradan.
Zifin sarısı, nergis beyazı,
Duruşun kardelen,
Gülüşün bir menekşe baharı,
Hangi tonda eserse essin rüzgâr,
Ne yazı tahkir edersin ne de ayazı.
Güneş ona cömert o bana,
Ey ruh feda boyasına,
Bu da aciz bir göz,
Yazık değil mi bakana?
Kokusu dolar bin fersahtan içime,
Bir yakamoz olur, doğar geceme,
Bezenir de ruhu büsbütün çime,
His girdabına düşerim, çeker içine.
Papatya sarısı, orkide beyazı,
Öyle narin sallanır ki yaprağı,
Ehad (C.C.) kokar buram buram,
Aşkın en yabani doğası
Ey Münevver, bu ne güzel boya,
Sanatında kemal var.
Bu sarıya bu yeşili, kim koya?
Endamı yaban gülü,
Elbet çeker asil bir soya.
Ey Müzeyyen, bu ne bezenmiş süs?
Çakırdikeni gibi vahşi, kasımpatı kadar pürüzsüz.
Gecesi mi daha güzel yoksa gündüz?
Kusur bize yaraşır, güzelliğin sahibidir ölümsüz.
Tebessümün bostan,
Caziben gelincik tarlası,
Aşırı sen dolu zihnim,
Boyamışsın dünyamı çoktan,
Sen güzeller güzelisin,
Peki, seni var eden yoktan?
Sen güzeller güzelisin,
Peki, seni var eden yoktan?
Kayıt Tarihi : 17.5.2025 18:33:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!