Gel, bak gözlerime,
Aşk neyledi beni, gör...
Ateşten bir nehirde yıkanıyorum,
Düştüğüm her damla nur oluyor.
Ben, ben değilim artık,
Eridim aşkın çömleğinde.
Her parçam kül,
Her kül bir dua,
Her dua bir fısıltı hakikate.
Aşk dediğin ne sevinç ne acı,
Bir kıvılcımda eriyen sonsuzluk sancısı,
Bir nûr ki geceyi gündüze çevirir.
Düşün, bir damladan var olmadık mı?
Sudan doğmadık mı?
Kâinatı yaratan "Oku" dedi,
Okumadık mı?
Nedir bu kibir, fani?
Sonunda yine toprak olmadık mı?
Şimdi,
Gönlüm yalnızca bir kadeh,
İçindeki şarabı
Hakk’a içmek için,
Sonra hakikat ateşiyle yanmak için.
Yandım, yandım, yandım...
Her yanığımda “Yarab!” dedim,
Her yandığımda biraz daha Sana döndüm,
Ve sonunda varlıkla yokluk arasında
Küle döndüm,
Yaradan’ın aşkı kaldı geriye.
Gel, sen de yak kendini, Mevla diye,
Kül ol ki yeniden doğasın,
Gerçek aşkı bulasın.
Aşk, yanmaktır;
Cehennem narında yanıp,
Cennetin sularında doğmaktır.
Ey Yaradan’ın aşkına yanan kul,
Benliğini nurla doldur,
Etme dilinle ihanet,
Nevsinle tövbe et,
Yüz bin kere secde et,
Sonra dön Mevlana.
Suzi Ayyıldız Süzer Ayyıldız
Kayıt Tarihi : 18.6.2025 07:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!